Okumak ve Yenileşmek

Okumak ve Yenileşmek

Gürcan Banger

İyi biliriz ki; insan sadece dar bir çevrede yaşayarak zenginliği, çeşitliliği ve değişik lezzetleri olan bir yaşama sahip olamaz. Yaşamın fırsatları yalnız mevcut yaşam çevremizde değildir. Örneğin okumak, aynen İnternet’in yaptığı gibi bizim için fiziksel sınırları ve zaman kısıtlarını ortadan kaldırır, çok geniş bir ufku bizim için görünür hale getirir. Ve diyelim ki; okumanın iyi yönlerini gördük. Ne okuduğunuz da önemli. Kendinizi ancak bir at gözlüğünün size izin verdiği kadar okumaya sınırlarsanız, tekrar etrafınıza dört duvar örmüş ve kendinizi bir hapishaneye kilitlemiş olursunuz. Özelde okumanın, genelde yeni şeyler öğrenmenin anlamı, yaşamın ve evrenin zenginliği ile çeşitliliğini gözleyebilmektir. Bu nedenle sadece ülkemize ve toplumumuza ilişkin okumalarla sınırlı kalmamalı; dünyada üretilen bilgi ve deneyime de ulaşabilmeliyiz.

Hayata Dair Küçük El Kitabı (Life’s Little Instruction Book)” ismi ile Türkçeye çevrilen kitabıyla en çok satanlar listesinde uzun süre kalmış ABD’li bir yazar H. Jackson Brown, yenilikçi düşünce konusunda şunları söylüyor: “Her zaman yaptığın şeyleri yapmaya devam ettiğin sürece, her zaman elde ettiğin şeyleri elde edeceksin.” Hele ki; günümüzde değişimin ivmesinin de arttığını göz önüne alırsak, dün yaptığımızı bugün yapmakla ancak kaybettiğimizi fark ederiz. Bugün başarılı olabilmek için yenilikçi düşünce, sizin adeta doğal bir parçanız olmak zorundadır. M.Ö. 6 ve 5’inci yüzyıllarda Anadolu’da Efes’te yaşamış olan ünlü düşünür Herakleitos “Nehir aynı nehir, ama akan su aynı su değil” der. Zaman da nehir gibi akıp gittiği için dün yaptıklarımızı tekrar ederek; bugün başarıya ulaşmayı hayal etmek, bir gündüz rüyasından öteye geçmeyebilir.

Yenilik

Son zamanlarda içimiz dışımız, yenilikçilik (inovasyon) oldu çıktı. Toplum olarak sıklıkla yaptığımız gibi; kavramın arka planını ve dayandığı düşünsel temelleri fazla araştırmadan, anladığımız biçimde kullanmayı tercih ettik. Araştırmacı, gazeteci ve yazar Uğur Mumcu’nun söylediğine benzer biçimde; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya kalktık. Yeni olarak isimlendirebileceğimiz insan üretimi olan her eserin arkasında bir yenilikçi düşünce çerçevesi vardır. Bu düşünsel çerçeveyi doğru kavradığımızda; olayları açıklarken daha sağlam bir zemine dayanmış oluruz. Bu nedenle yenilikçiliği anlamak için öncelikle yenilikçi düşüncenin ne olduğu üzerinde durmayı yararlı görürüm.

Yeni olanı kaldıraçlayacak olan, düşünce kadar duygudur da. Bildiğimizden farklı yollarda, alıştığımızdan farklı ruh halleri ile…

Yenilikçi düşünce, daha önce aralarında ilişki kurulmamış olgular, nesneler veya düşünceler arasında yeni ilişkiler kurarak oluşturulan düşüncedir. Her ne kadar günümüzde yenilikçilik, bir ticari katma değer elde etmeye indirgenmiş olsa da; yenilikçi düşünce konusuna çok daha geniş bakmakta yarar var. Yenilikçi düşüncenin ana iskeletini insanın özgür hayal gücü oluşturur. Hayal gücünün etkin, verimli ve özgürce kullanılması, insanı o ana kadar bulup tasarlayamadığı yeni düşünsel sonuçlara götürür. Ama şunu da belirtmeliyim ki; düşünmek – hele özgürce düşünebilmek – hiç de kolay olmayan bir iştir. Yenilikçi düşüncenin temel unsuru olan özgür düşünebilme yetkinliği, öncelikle insanın kendini iyi tanıması ile yakından ilintilidir. Hatta tanımak yetmez; kişinin kendi olumsuz özelliklerini, örneğin özgürce düşünebilmesini engelleyen zorlukları tanıyıp, bilip aşması gerekir.

Yenilikçi düşünce, farklı olma niyeti gerektirir. 1876 yılında telefonu bulan İskoç asıllı ABD’li mucit A. Graham Bell şöyle diyor: “Herkesin gittiği ana yoldan gitmeyin, o yolu terk edip ara yollara sapın. Mutlaka daha önce görmediğiniz yeni şeyler keşfedeceksiniz, bu yeni keşifleri daha başkaları izleyecek. Unutmayın ki; tüm yeni buluşların arkasında düşünce vardır.” Hiç kuşkusuz; duygu da vardır. Yeni olanı kaldıraçlayacak olan, düşünce kadar duygudur da. Bildiğimizden farklı yollarda, alıştığımızdan farklı ruh halleri ile…

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

Gürcan Banger, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ mezunu. Elektrik yüksek mühendisi (opsiyonu bilgisayarlı denetim). Business philosopher. Halen iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak çalışıyor. Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net'te proje koordinatörüdür. Düzenli olarak bloglarında ( http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net ) yazıyor. Köşe ve dosya yazdığı gazete, dergi ve bloglar var.
Bu yazı İnovasyon, Okumak, Yenilikçilik kategorisine gönderilmiş ve , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir