Fırsat Tanıma ve Teknoloji Tabanlı Girişim - 1
Gürcan Banger
Fırsat, bizi bir girişimde bulunmaya özendiren, yönlendiren ve harekete geçirebilen imkândır. Günlük yaşamda fırsatı herhangi bir şey için uygun durum, şart, zaman veya vesile olarak kavrarız. Yaşadığımız ekosistemde bir fırsatı fark edip tanırız. Bir fırsatı netleştirmek için onu tanımlarız. Kimi zaman ise yakın ve uzak çevremizde imkânları ve ihtimalleri birbirine eklemleyerek fırsatı yaratırız. Eğer bir ekonomik girişimden söz ediyorsak fırsat olgusunu farklı ilişkilendirmeler çerçevesinde ele alabiliriz. Örneğin ekonomik girişim üç unsur içerir. Bunlardan birincisi; işin özünü belirleyecek olan fırsattır. İkinci olarak bu fırsatın bir işe dönüştürülmesi için kaynaklar gerekir. Üçüncüsü ise fırsatı kaynaklarla birlikte bir örgütsel yapıya (organizasyona) eklemlemek gerekir.
Girişim alanında fırsat kavramı, bunu algılayan kişinin iş ve işletme kültürüne bakış açısına göre farklılıklar gösterir. Örneğin girişimciliğe yol açacak fırsatı, müşterinin gözünde değer içeren ürün, hizmet ve süreçlerin pazara sunulmasına ve bunun karşılığında kâr elde edilmesine yol açan durum, şart ve imkânlar olarak görebiliriz. Bir başka fırsat algısı ise ekosistemde ve pazarda yükselen yeni –geleceğe yönelik– ihtiyaç, talep ve beklentileri görerek bunları tatmin edecek girişim çerçevesini sezmek olabilir. Pazarda müşterilerin ihtiyaçlarını tatmin etmek üzere mevcut olan ürün, hizmet ve süreçlerin eksik, zayıf, yetersiz ve yüksek maliyetli yönlerini iyileştirecek yaklaşımlar geliştirme farkındalığı da bir fırsat olarak düşünülebilir. Kimi durumlarda ise fırsat açık olarak ortada, algılanabilir halde değildir. Müşterinin kendisinin de farkında olmadığı yeni ihtiyaçları toplumun ‘yaşama ve davranma’ faaliyetleri toplamı içinden süzmek gerekir. Bu durumda ‘büyük veri analitikleri’ ile değişik kaynaklardan elde edilen veri ve enformasyon içinden süzerek bir fırsat yakalamak mümkün olabilir. Bir başka örnek durum ise fırsatın tamamen girişimcinin kendi algı-farkındalık özellikleri, beceri ve yetenekleri sayesinde, ekosistemde mevcut olan imkân ve ihtimalleri o zamana kadar yapılmamış biçimde bir araya getirmesi ile (buluş veya inovasyon yoluyla) oluşmasıdır. Özetlersek; fırsat, girişim için gerekli duygusal ve düşünsel potansiyele sahip kişinin kendi çabası ya da ‘iyi tesadüfün’ yardımı yakaladığı durum, imkân veya şartlardır. Dolayısıyla fırsat, hem uzak ve yakın çevre (buradaki imkân ve şartlarla) hem de girişimci adayının –şans da dâhil olmak üzere– öncelikle kendi zihinsel beceri, yetenek ve yetkinlikleri ile ilgilidir.
Burada bir ayırıma dikkat çekmemiz uygun olur. İyi bir fırsat yakalama ile bu fırsatı değerlendiren iyi bir girişim oluşturma birbirinden farklı konulardır. Gene ‘fırsat’ sözcüğü üzerinden gidersek iş fırsatı ve girişim fırsatı arasındaki farkı doğru kavramak zorundayız. Mevcut bir işletmede girişimci pazardaki yeni fırsatı yakalayarak iş modelinde iyileştirmeler veya geliştirmeler yoluna gidebilir. Diğer yandan bir girişimci adayı pazarda açık veya örtülü biçimde mevcut olan ve kendisinin fark ettiği bir fırsatı görerek yeni işletme kurmaya ve iş modeli oluşturmaya yönelebilir. Ayrıca fırsat yakalama konusunda çok başarılı olan bir kişinin bunu girişime dönüştürme konusunda da başarılı olacağını öngörmek doğru olmaz. Çünkü fırsat yakalama becerileri ile fark edilmiş fırsatı girişime (iş kurmaya) dönüştürme yetkinlikleri aynı değildir. İş-işletme tarihini incelediğimizde pek çok buluşun, yeniliğin ya da pazarda fark edilen fırsatın başarılı girişimlere dönüşemediği örnek bulabiliriz.
Bir de; iş fikri ile fırsat arasındaki farka işaret etmemiz gerekir. İş fikri, genelde fırsata oranla daha ‘ham’ olan bir düşüncedir. Bir iş fikri çok albenili gözükmekle birlikte Pazar ve müşteri şartları açısından ‘arzulanır’ olmayabilir. Keza ekonomik açıdan ‘yapılabilirlik’ imkân ve şartlarını henüz taşımayabilir. İş fikri yönetilir ve denetlenebilir olmayabilir. Yeterli ‘kazanç ve kâr’ elde etmek için ‘hâlâ pişmeye’ ihtiyacı vardır. İş fikri ile fırsat arasındaki en ciddi fark, daha esnek şartlara sahip iş fikrine karşılık fırsat, vazgeçilmez biçimde kâr potansiyeli taşımak zorundadır.