Liderlik ve İşletmenin İnsanları
Gürcan Banger
Yeni iş-işletme konjonktürünü anlatırken “Küresel Çağ, Bilgi Çağı, Ağ Toplumu Çağı veya Yeni Ekonomi Çağı” gibi isimler kullanılıyor. Bu terimlerin çoğunlukla, yaygın, ama yanlış olarak bilişim, iletişim ve İnternet teknolojileri ile ilgili iş alanlarını ifade ettiği varsayılıyor. Gerçekte ise bu terimler –yeni teknolojileri içerse de– değişen iş-işletme oluşumları ve Sanayi Çağı’nı aşan iş modellerine işaret eder. Dolayısıyla eski ve yeni konjontürlerin varlığı nedeniyle geleneksel ve çağdaş işletme şeklinde bir ayrım oluşur. Her döneme, dolayısıyla iki farklı iş-işletme modeline ait olmak üzere –örneğin liderlik gibi– aynı iş kültürü kavram ve sözcüklerini kullanıyoruz. Hâlbuki –aynı örnek üzerinden gidersek– liderlik olgusu geleneksel ve çağdaş işletme için oldukça farklı anlam ve içeriklere sahiptir. Gelenekselden çağdaşa dönüşüm tümüyle tamamlanmadıkça bu karışıklığın devam edeceği anlaşılıyor.
Çağdaş iş-işletme modelinin eskiye oranla içerik, önem ve ağırlık olarak değişen unsurları arasında iletişim, ağlar (kurum içi takımlar) ve liderlik yer alıyor. Bilginin artan önemi ile birlikte dış ve iç iletişim çok daha değer katan bir süreç haline dönüşüyor. Diğer yandan geleneksel organizasyon şeması, fonksiyonel (departman tipi) örgütlenme ve pozisyon tanımlarının yerini ağ yapısında takım halinde yapılanma ve iş yapma alıyor. Bu bağlamda liderlik de dönüşüme uğrayarak ağlarla (takımlarla) ilgili yeni bir hal alıyor. Doğal olarak liderliğin değişim sürecindeki vazgeçilmez durumu biraz daha yükseliyor. Çağdaş işletmede liderlik; takım oluşumu, takım çalışması, takımlar arası ilişkiler, organizasyonun ve iş süreçlerinin ağ (takım) odaklı düzenlenmesi şeklinde yepyeni bir noktaya geliyor.
Bir kuruluşta ya da kişisel düzeyde değişim veya iyileştirme programı uygulayacaksanız, bu konuda iki temel yaklaşım bilinir. Birincisi, geleneksel iş-işletme konjonktürüne özgü olan tebliğ yöntemidir; anlatırsınız, eğitim verirsiniz. İkinci yol ise, temsil yaklaşımdır; değişimin yüzü siz olursunuz, değişimi ve yeni kültürü varlığınızla temsil edersiniz, diğerleri sizi örnek alır. Örneğin bir işletmede toplam kalite yönetimi anlayışını yerleştirmek –dolayısıyla buna ilişkin kurumsal kültürü geliştirmek ve kalıcı hale getirmek– istiyorsanız, bu durumu her an yaşanır kılacak semboller yaratmalısınız. Duvarlara asacağınız cansız tabela veya pankartlara ya da ilan panosuna iliştireceğiniz süreç akışlarına ve talimatlara oranla daha başarılı olması gereken semboller ise temsil fonksiyonunu yerine getirecek yerel kurumsal liderlerdir. Toplumumuzun ve iş-işletme yaşamımızın başarı olarak kabul edilebilecek örneklerini incelediğimizde neredeyse tümünde liderlik fonksiyonunun etkin biçimde varlığını gözleriz.
Eğer bir kurum ya da kuruluş gibi bir sistemden söz ediyorsak lider pozisyonu bu sistemde bir rolü ifade eder. Siyasal veya sivil kuruluşlarla pek çok işletmede ‘lider’ (ya da ‘takım lideri’) olarak isimlendirilen kişinin bu etiketi, onun liderliğin tüm niteliklerini taşıdığı anlamına gelmez. ‘Liderlik’; esas olarak bir kişinin becerileri, yetenekleri, etkileme ve harekete geçirme derecesi ile ilgilidir. Gerçek liderlik örneklerinin çoğu, günlük ve sosyal yaşamda veya iş-işletme ortamında ‘lider’ etiketine sahip olmayan kişiler tarafından ortaya konur. ‘Liderlik yapmak’ olgusu, bir kişinin rol ve liderlik yeteneğinin bir sonucu olarak başkalarını ‘istenen biçimde’, ama iç dinamikleri harekete geçirmek üzere etkilemesidir.
Liderlik, en geniş anlamıyla bir hedefe ulaşılması için başkalarını etkileme yeteneğidir. Lider, bir işbirliği ve ortak çalışma iklimi oluşturarak takımı istenen hedefe yönlendirir. Burada ‘iklim’ sözcüğünü kullanmam, oluşturulacak olanın öncelikle herhangi bir fiziksel değişikliğe ihtiyaç bırakmadan sadece sosyal ve psikolojik değerler üzerinden de kurgulanabilmesi nedeniyledir.
İş-işletme kültüründe kurumsal işlerin başkaları (çalışanlar) tarafından yapılmasının sağlanmasına ‘yönetim’ adı verilir. Yönetim sözcüğü, sosyal ve sivil yaşamın diğer alanlarında da benzer biçimde kullanılır. Farklı olarak; liderlik ise başkalarının (çalışanların) kurumsal işleri yapmasının sağlanmasıdır. Yönetim, işleri kişilere (çalışanlara), liderlik ise kişileri (çalışanları) işlere yönlendirir. Yönetici ile lider kavramları arasında sıklıkla vurgulanan farkın kökleri bu ayrımdadır. Liderlik esas olarak başkalarının motive edilmesi ve etkilenmesi ile çok yakından ilintilidir. Çağdaş liderlik yaklaşımları, liderliği ‘insanların kendi katılımları ile ait olmak isteyecekleri bir dünyayı yaratmaya’ yönlendirilmeleri, bu yönlü etkilenmeleri şeklinde yorumluyor. ‘Ait olmak istenecek yeni bir dünya’ ise liderin geleceğe bakışını, dolayısıyla vizyonunu ima ediyor.