Endüstri 4.0’ı Yorumlamak – 2
Gürcan Banger
Erik Brynjolfsson ve Andrew McAfee 2014 tarihli “İkinci Makine Çağı (The Second Machine Age)” isimli kitaplarında İkinci Makine Çağı’nın pek çok bilişsel işin otomatikleşeceğini, bunların önceki endüstri devrimlerinde olduğu gibi insanın tamamlayıcıları olmak yerine insanın yerini alacağını tartışıyorlar. Endüstri 4.0’a ilişkin öngörüler, yükselen sayısallaşmanın adeta bu kitaptaki tartışmanın gerçekleşmesine doğru yol aldığını ima ediyor. Bu bağlamda Dördüncü Endüstri Devrimi’nin özünü büyük ölçüde enformasyonun eski ve yeni formları belirliyor. Gelecekte enformasyonun (verinin ve bilginin) her yerde ve erişilebilir şartlarda olacağı anlaşılıyor. Bu enformasyona erişebilenler etkinlik ve esneklik konusunda önemli avantajlara sahip olacaklar. Bu sayısallaşma gidişatı sektörün ve işletmenin değer zincirinin çok yönlü ağa dönüşmesini sağlayacak. Şöyle ki; söz konusu ağın halkaları farklı (örneğin bireysel) zincirlerin halkaları ile bağlantılar kuracaklar. İnsanları, nesneleri ve sistemleri birbirine bağlantılandırmak dinamik, gerçek zamanlı, kendini düzenleyebilen ve işletmeler arası kayma değerli ağlar bir yandan maliyetleri ve kaynak tüketimini azaltırken aynı zamanda tedarik edilebilirliği de kolaylaştıracak. Bir vizyon olarak nitelenen Endüsti 4.0 şöyle ifade edilebilir: Yüksek oranda esnekliğe eşlik eden kesintisiz, mükemmel değer akışı…
Endüstriyel internet ve Endüstri 4.0’ın ana dayanaklarının başında Nesnelerin İnterneti olgusu geliyor. Geleceğin belirgin özelliklerinden birisinin nesnelerin birbiriyle doğrudan ve bağımsız iletişim kurmasının olacağı görülüyor. Bunu farklı bir şekilde söylersek cihazlar ve makineler birbirlerini kolayca ve anlaşılır biçimde okuyabilecekler. Bu konuda yeni İnternet adresleme yaklaşımı IPv6 etkin biçimde destek verecek. Sonuçta bugün ‘sessizliğe mahkûm’ ürünlerin yakın gelecekte bize anlatacakları pek çok ‘şeyleri’ olacak. Bilgisayar sistemlerine bağlantılı elektronik veri toplayıcılar (sensorlar) ve tetikleyiciler verilerin dağıtılmasında ve işlenmesinde görev yapacaklar. Sonuçta fiziksel sistemler sanal olanlarla eklemlenerek yeni Siber – Fiziksel Sistemleri oluşturacaklar.
Kısa Bir Özet
Gelecekte (Endüstri 4.0 vizyonu çerçevesinde) işletmeler tüm donanımlarını, tezgâhlarını, sistemlerini, kaynaklarını, çalışanlarını, tedarikçilerini, paydaşlarını ve müşterilerini kendi ağlarında toplayacaklar. Bu fiziksel – siber sistemler küresel özelliğe sahip olacak. Müşteriye özel hale gelmiş üretim tarzı daha katma değerli hale dönüşecek. Aynı zamanda üretim çevik, hızlı ve esnek olacak. Verimlilik yükselirken maliyetler ve kaynak tüketimi azalacak. Esnek çalışma şartları işletme çalışanları için daha iyi yaşam – iş dengelerini mümkün kılacak.
Endüstri 4.0, çoğu durumda teknik bir değişim ve dönüşüm süreci gibi algılanıyor. Hâlbuki özelde çalışanlar, genelde ekosistemdeki insanlar merkezsizleşmiş (desantralize), kendini düzenleyebilen Endüstri 4.0’ın önemli unsurları olmayı sürdürüyor. Buna karşılık iş yeri ve emek eskiye oranla hayli değişecek. Görevler daha karmaşık hale gelecek, değer yaratma ağları daha dinamik bir hal alacak. Dolayısıyla esnekliğe çok daha fazla ihtiyaç ve gerek olacak. Yeni öğrenme araçlarına olan talep artacak. Bunlar arasında öğrenme yardımcıları, robotlar ve e-öğrenme sistemleri sayılabilir.
Endüstri 4.0, mevcut sanayi yapılanmasına oranla daha fazla uzmanlık deneyimi ve ağ temelli düşünmeyi gerektiriyor. Makineler standart işlerde başarılı işlemekle birlikte karar oluşturma konusunda çalışanlara da yardımcı olacaklar. Doğru soruları insan sorarken makineler daha iyi cevaplar için destek verecekler.