Endüstri 4.0’ı Yorumlamak – 3
Gürcan Banger
Dördüncü Endüstri Devrimi veya endüstriyel internet olarak da isimlendirilen Endüstri 4.0 birbirine eklemlenmiş halde bu çağın gündeminde yer alan bilişim, iletişim, İnternet, otomasyon, veri değişimi ve üretim teknolojilerinin yarattığı yeni bütünsel durumu ifade eder. Bir başka söyleyişle Siber – Fiziksel Sistemler, Nesnelerin İnterneti ve Hizmetlerin İnterneti gibi olguları bir araya getiren teknolojiler ve değer zinciri düzenlemeleri için toparlayıcı bir isimdir. Endüstri 4.0’ı oluşturan unsurlar onun yeni sayısal inovasyonlar, hizmetler ve iş modelleri oluşturmak için potansiyele sahip olmasını sağlar. Bu yeni durum aynı zamanda yeni girişimler ve iş kurmalar için de uygun bir iklim oluşturur. Muhtemelen bu yeni iklimde insanlar makinelerden çok daha fazla yararlanabilecekleri yeni türden işlere sahip olabilecekler.
Kamusal Politikalar
Her yeni teknolojik iklim yeni inovasyon fırsatları yaratarak dünyayı değiştiriyor. Ama bir diğer gerçek de şu ki, inovasyon sadece işletmelerin misyonu değil. İnovasyondan söz ettiğimizde buna kamusal politikaları da ilişkilendirmek zorundayız. Endüstri 4.0 kırılımında inovasyona ilişkin kamusal politikaların oynayacağı (oynaması gereken) rol nedir? Bir işletmenin Endüstri 4.0 şartlarına uygun hale gelmesi bir zaman dilimine yayılmış yeni yatırımlar anlamına geliyor. Yatırım, dolayısıyla finansman ihtiyacı da kamusal politikalarla yakından ilgili… Avrupa’da yapılan araştırmalar işletmelerin bu ihtiyaçları tatmin etmek üzere yeterince politik destek alamadıklarına dair şikâyetlerini ortaya koyuyor. İşin gerçeği, kamunun bu konuda harekete geçmesinin zamanı geldiğidir. Diğer yandan destek (ya da teşvik) ihtiyacı sadece finansmanla sınırlı değil. Politika üreticilerinin arz ve talep taraflarında tüm ihtimalleri dikkate alarak teknik ve sosyal inovasyona çok yönlü destek vermeleri gerekiyor. Artık kamusal politikalar açısından inovasyonun sosyal boyut ve etkileri ile tekniğin sosyallikle bütünleşmesi daha fazla dikkate alınmak durumundadır.
Yukarıda kısaca ifade edilenler, Endüstri 4.0’ın sadece teknolojik veya teknik bir mesele olmadığını söylemeye çalışıyor. Örneğin eğitim ve öğretim sistem, yapı ve süreçleri ile çok yakından ilgisi var. Kolektif öğrenmenin teşvik edilmesi aynı zamanda yeni teknolojilerin ve yeni bilgi birikiminin daha hızlı yaygınlaşmasına imkân sağlayacaktır. Konunun bir başka boyutu ise sosyal sermaye ile ilgilidir. Kamusal ve kurumsal inovasyon politikaları çok disiplinli proje topluluklarını ve işbirliğini özendirmelidir. Proje fonlanmasında birlikte çalışma ve işbirliği değerlendirme kriterlerinden birisi haline gelmek zorundadır. Temel araştırma bulgularının laboratuvarlarda ve fabrikalarda uygulamaya dönüşmesi açısından yeni yaklaşımlar geliştirmek gerekiyor. Bunların yanında yükselen yeni bir ihtiyaç veri mahremiyeti, koruma ve güvenlik konusundadır. Kamusal politikanın (yasal koruma, güvenli altyapı gibi) bu alanda yapacakları da olacaktır. Hiç kuşkusuz; toplumu Endüstri 4.0 ile karşılıklı ve etkileşimli olarak uyumlu halde konumlandırabilmek için başarılması gereken başka kamusal görevler de olacaktır.
Endüstri 4.0 kişilere, kuruluşlara ve toplumlara heyecan veren özelliklere sahip bir yeni döneme işaret ediyor. Diğer yandan Endüstri 4.0, sosyal yaşamımızın temel öznesi olan insan için sağladığı ve sağlayacağı yararı kanıtlamak zorundadır. Yoksa adını andığımız, ama yaşamakta zorlandığımız pek çok kavram ve kurum gibi hayalden ibaret kalır. Bunun için Endüstri 4.0’ın kendi içinde veya ona bağlı olarak yaratılan değişimde yeni katma değer üretildiğinin doğrulanması gerekiyor. Yeni teknolojilerin, düzenlemelerin, hizmetlerin ve yapılanmaların insanlığın yararına olduğu ve bu yönde geliştiği sergilenmelidir. Bunlar sağlanabilirse Endüstri 4.0 da gerçek potansiyelini ortaya koyma fırsatı bulacaktır.