Eleştiri mi, Karalama mı?

PAYLAŞ: ... facebooktwittergoogle_plusredditpinterestlinkedinmailby feather
PrintFriendly and PDFYazdır

KaralamaEleştiri mi, Karalama mı ?

Gürcan Banger

1878-1965 yılları arasında yaşamış Rus asıllı Amerikalı ressam Abraham Walkowitz’in resim eleştirmenlerine yönelik ilginç bir ifadesi var: “Gözlerim görebildiği sürece resim yapmaya devam edeceğim. Göremediğim zaman da eleştirmen olacağım.”

Eleştirilere tahammül etmek ve eleştirilerden doğru dersleri çıkarmak kolay değildir. Elbette ki, Amerikalı şair Walt Whitman’ın söylediği gibi, eleştirilerden öğrenilecek çok ders vardır: “Sizi eleştirenlerden, size karşı cephe alanlardan, sizinle yarışanlardan alınacak büyük dersler vardır.” Ama eleştiriden ders çıkarmaktan çok daha zor olanı, doğru ve adil eleştiriyi yapabilmektir. Hele, eleştirmenliği kariyer olarak edinmek ise çok özel bilgi, beceri ve yetenekler gerektirir. Bunlar yetmez; düzgün bir karakter de kaçınılmazdır.

Pek çok örnekte; eleştiri sanılan eylem, kalite olarak bir karalama çabasının ötesine geçemez. Karalamaksızın eleştiri yapabilmeyi başarmak için, öncelikle insanın karakterinin bazı bilgelik özelliklerini içermesi gerekir. Eğer eleştiri; kişisel ezikliğin veya intikam duygusunun üzerine kuruluyorsa, daha baştan ciddi bir yanlışa düşülüyor demektir.

Bir somut örnek olarak; son zamanlarda meslekten gazeteci olmayan bazı yazarların köşe yazılarında hayretle okuduğum eleştiriler var. Bireysel intikam duyguları, bilgisizlikle ancak bu kadar “güzel” biraraya getirilebilir. Hem bilmiyor, hem saldırıyor. Alman şair Goethe, “Bizi en çok eleştiren kimdir? Ümitsizliğe kapılmış bir insan.”, diyor. Demek ki; cehaletin farkına varmak, ümitsizliğe ve saldırganlığa neden olabiliyor.

İskoç yazar ve tarihçi Thomas Carlyle, “Bir kimseyi eleştirmeden, önce o işin aslı anlaşılmalıdır”, diyor. Bu cümledeki “eleştiriyi”, sadece kişilerle sınırlamamalı; çünkü ürünler de eleştiri adı altında karalamalardan nasibini alıyor. Ama Carlyle, bu ifadede tarihi bilmeden, ürün eleştirileri yapanları da kastediyor olmalı. Ya da tarihi, “ağaçların arkasına saklamaya” çalışanları da işaret etmiş olabilir. Kimbilir… Her çağda, her mekânda “nevi şahsına münhasır münekkitler” olabiliyor. Kimi “sol” adına yapıyor karalamasını, kimi “milliyetçilik” arkasına saklanarak, kimisi de “ruhsal hastalık” nedeniyle… Ne diyelim; tez elden selamete ersinler de, haklarında hayırlısı olsun.

Eleştirinin arkasında başka ruhsal motifler bulunması da sık görülen durumdur. Bazen siyahı işaret ettiğimizde, gerçekte istediğimiz beyazdır. Örneğin bir ziyarette ikramı reddederken verdiğimiz işaret, ikramı kabul edebileceğimiz yönündedir. “Hani istemem, yan cebime koy” denir ya; öyle işte… Bu anlamda G. Maughana’nın ilginç bir cümlesini aktarmak isterim: “İnsanlar, sizden kendilerini eleştirmenizi istediklerinde bile, gerçekte sizden övgü bekliyorlardır.”

Hadi; Maughana haklı olsun; onun dediği gibi, şikayet edenlerin kafalarının arkalarında takdir edilme duygusu olsun, biz de konuya onları takdir yönünden yaklaşalım. Peki; neyi takdir edeceğiz! Cehaleti? Saldırganlığı? Karalama yeteneğini? İhbarcılığı? Arkadan vurmayı?

Eleştiri yapacağım derken karalama çukuruna düşen kişilere Francois Games’in bir sözünü hatırlatmak isterim: “Yalnız yaşamak istemiyorsan, birlikte olduğun insanları gereksiz yere eleştirmekten vazgeç!” Sanırım; “eğer bu yaptığını sürdürmeyi kafana koyduysan, başına geleceklerin sorumlusu da sen olursun” diye eklemeyi unutmuş. Onu da ben söylemiş olayım.

İZLE: ... facebooktwittergoogle_pluslinkedinrssyoutubeby feather

duyguguncesi hakkında

Gürcan Banger, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ mezunu. Elektrik yüksek mühendisi (opsiyonu bilgisayarlı denetim). Halen iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik gibi konularda kurumsal danışman ve eğitmen olarak çalışıyor. Düzenli olarak kendi bloglarında ( http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net ) yazıyor. Köşe ve dosya yazdığı gazete ve dergiler var.
Bu yazı Dedikodu - Gıybet, Eleştiri kategorisine gönderilmiş ve , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>