Yaşama Dair

PAYLAŞ: ... facebooktwittergoogle_plusredditpinterestlinkedinmailby feather
PrintFriendly and PDFYazdır
Yaşam

Yaşam Üzerine

Yaşama Dair

Gürcan Banger

Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi - Ana Sayfa
Facebook’ta izle
Twitter’da izle
LinkedIn’de izle

Üniversitede öğretmenlik yapan insanlar için ilginç konulardan birisi, bazı öğrencilerdeki değişimi gözlemektir. Bununla genç insanların bilgilerini artırmalarından veya derslerinde başarılı olmalarından söz etmiyorum. Tabii ki, öğretmenler öğrencilerinin başarılı olmalarından mutlu olurlar. Sözünü etmek istediğim konu, öğrencilerde oluşan yaşam kültüründeki değişmeler…

Öğrenci için üniversitenin ilk yılı ve ilk sömestresidir. Anadolu’nun bir köşesinden, küçük bir liseden, nispeten kapalı bir çevreden kopup gelmiştir. Giyiminden, konuşmasından, hatta 18 yaşına ulaşmış bir ergin olmasına rağmen öğretmeniyle ürkek iletişim kurmasından bellidir. Bana ya Ahmet Kutsi Tecer’in “Orda bir köy var uzakta” diyen şarkılaşmış şiirini ya da Cahit Külebi’nin “Sen de anlat doğduğun yerleri” diyen Hikâye isimli şiirini hatırlatmıştır.

Yaşam

Gelecek

Birkaç ay sonra durum değişmeye başlar. Önce saç, bir ‘stil’ edinir. Kulağa takılmış bir küpe eşlik eder. Giyim kuşam, Amerikan kolejlerindeki öğrencilere dönüşür. Konuşmadaki yanlış vurgular değişir; müzik beğenisine bir CD veya mp3 çalar eşlik eder. Karşı cinsten bir arkadaş edinilir. Derslerden (devam zorunluluğu elverdiğince) hafif yollu kaytarmalar başlar. Muhtemelen kapalı bir çevrede yaşamanın veya baskıcı bir aile ortamında büyümenin yarattığı basıncın, bir başka şehirde kendisini sınırlayan kabı patlatmasıdır bu.

Üniversitenin öğretmenleri, genelde yaşama ilişkin bilgilerin aile ortamı ile ilk ve orta öğretimde öğrenilmiş olduğu varsayımıyla, bu değişimin izleyicileridir sadece. Üniversitenin kurumsal yapı olarak kendisi de, mediko-sosyal birimlerinde verdiği ruhsal danışmanlık dışında öğrencinin üzerinde fazlaca yönlendirme yapmaz. Böylece ‘memlekette’ oluşmamış (veya eksik kalmış) olan genç karakter yapısı, üniversitenin karmaşık ortamında kendi kendini oluşturmaya, yalnızlığını veya farklılığını yapılandırmaya çalışır.

Genelde öğrenci sayısı çok yüksek olmayan sınıflarda ders verdim. Sınıfın durumunu kavrayabilmek için sömestrenin değişik zamanlarında anket tarzında veya başka biçimlerde öğrencilerin izlenimlerini yazarak bana iletmelerini sağladım. Bu yaklaşım, o sınıfı ve tek tek öğrencileri daha yakından tanımamı sağladı. Çünkü öğretmen ile öğrencinin doğru iletişimin, sonuçları açısından iyi bir eğitime yol açtığı fikrinde oldum daima.

Yaşama dair

Yaşam

Üniversitede öğretmenlik yapanlar bilir. Bazı öğrenciler için memleketinden başka bir şehirde ‘keyfince’ yaşamak, bir üniversitede eğitim almaktan çok daha ‘değerlidir’. Dışarıdaki yaşamın albenisini aşarak bu tür öğrencileri istekle ve heyecanla eğitimin içinde tutabilmek hiç kolay değildir. Bazılarını ancak mezuniyet aşamasında son anda kapıdan çıkarken yakalamak mümkün olur.

Sorunlu bir öğrenciye ilişkin bir örnek hatırlıyorum. Ders, son sömestrede alınan bir bilgisayar programlama dersiydi. Mezun olmadan hemen önce yaptığım bir ankette şöyle yazmıştı: “Galiba biz bu derste bilgisayarın dışında da bir şeyler öğrendik.” Sanırım, 15 yıla yakın üniversite öğretmenliğim süresince beni bundan daha mutlu edici bir örnek yoktur. Üniversiteyi aklında bir ‘soru’ ile bitirmişti. Benim de bunda bir katkım olmuştu.

Yaşamsal bilginin kaynağı sorulardır. Yaşamımızı farklı kılan, sorularımızdır öncelikle. Doğru sorular olmadan iyi cevaplar olması mümkün değildir. Tabii ki, bize sorulan sorulara bildiğimiz cevapları vereceğiz. Ama yaşama karşı ödevlerimizden birisi, kendimizin ve çevremizdeki insanların soru sormaları gereğini hatırlatabilmektir. Farklılık, önce kendine doğru soruları sorarak başlar. Bugüne kadar yaşadığımız dar çerçeveden yeni bir dünyaya açılabilmek için önce sorularımız olmalıdır.

İZLE: ... facebooktwittergoogle_pluslinkedinrssyoutubeby feather

duyguguncesi hakkında

Gürcan Banger, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ mezunu. Elektrik yüksek mühendisi (opsiyonu bilgisayarlı denetim). Halen iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik gibi konularda kurumsal danışman ve eğitmen olarak çalışıyor. Düzenli olarak kendi bloglarında ( http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net ) yazıyor. Köşe ve dosya yazdığı gazete ve dergiler var.
Bu yazı İhtiyaç, İnsan, Kişisel gelişim, Yaşam kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>