Değişen Dünya ve Değişmekte Zorlanan Kent

PAYLAŞ: ... facebooktwittergoogle_plusredditpinterestlinkedinmailby feather
PrintFriendly and PDFYazdır

Dünya ve KentDeğişen Dünya ve Değişmekte Zorlanan Kent

Gürcan Banger

Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi *** YENi ***
Facebook’ta izle
Twitter’da izle

Ar-ge ve inovasyon, giderek günlük dilimize daha çok yerleşen sözcükler oldu. 20’nci yüzyılın son çeyreğinden başlayarak ortaya çıkan bilişim, iletişim ve lojistik alanlarındaki gelişmeler, yönetim ve iş yapma modeli kavramında çok önemli değişimlere neden oldu. Bu değişim, ilgili diğer kavramlarla etkileşimli olarak gelişti. Bu süreçte yönetim hiyerarşisi daha yalın ve sade bir hale geldi. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin önemi arttı. Dağıtık yönetim sistemi anlayışı genel kabul görmeye başladı. Yeni türde işletmenin odak noktası, müşteri olarak benimsendi. Müşterinin ve dolayısıyla kalitenin önemsenmesi, toplam kalite adı verilen yeni bir yönetim anlayışına yol açtı. Devamla başka modellere ilerleme kaydedildi. Böyle işgörenler açısından sürekli eğitim ihtiyacı ortaya çıktı. Yaşam boyu sürecek iş kavramı yerine sürekli yenilenen geçerli iş kavramı ön plana geçti.

Diğer yandan küreselleşme ve merkezin ortadan kalkması, işletmeleri herhangi bir yönden gelebilecek rekabete açık hale getirdi. Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler önem kazanırken bilişim ve iletişimdeki gelişmelere bağlı olarak hiper marketler aracılığı ile üretici ve tüketicinin yüz yüze geldiği yeni bir pazar anlayışı oluştu.

Eskişehir ve değişim

Dünya’da bu gelişmeler olurken Eskişehir, bu döneme biraz hazırlıksız biçimde yakalandı. Yöredeki devlet işletmeleri, yüzyılın ortasındaki üstün niteliklerini çoktan kaybetmişlerdi ve zamanın değişen ruhunun pek de farkında değillerdi. Geleneksel sektörlerde yığılmış olan sermaye, yeni işletme modellerine gerek duyacak yeni sektörlere hareket etmekte hevesli değildi. Ticaret ve sanayi konularında yol gösterme ve özendirme işlevlerini yerine getirebilecek toplumsal örgütlenmeler de atıl kalınca Eskişehir işletme modeli, 2000’leri tanımlayan gelişmenin biraz uzağında kaldı.

Eskişehir’in demografik olarak incelenmesi, kentimizin Antalya, Kocaeli, İstanbul, Diyarbakır, İzmir veya Gaziantep gibi Türkiye’nin önemli çekim merkezleri kadar göç almadığını ifade ederken bir gerçeği gözlerden saklamaktadır. Eskişehir önemli ölçüde göç alan ve aynı oranda göç veren bir ildir. Eskişehir’de göç çok yönlüdür. Kent dışından gelenler yanında köy ve ilçelerden kent merkezine yoğun bir akış vardır. Kentte iki üniversitenin bulunması göç trafiğini daha karmaşık hale getirmektedir. Kentin nüfus yapısının sürekli değişikliğe uğraması, kentlilik kültürünü olumsuz yönde etkiler. Çağdaş işletmelerin önemli yapı taşları olan girişimcilik, diğer birey ve kuruluşlarla birlikte iş yapma becerisi ve takım ruhu, problem çözme performansındaki yükselme eğilimi kent kültürüne özgü kavramlardır. Kent kültürü, doğrudan örgüt kültürüne etki yapar. Kent kültürünün gelişmesi, işletme kültürünü de olumlu yönde etkileyecektir.

Çağdaş işletme ve Eskişehir

Çağdaş işletme anlayışı, e-ticareti de içine alan bilişim ve iletişim altyapısı ile ar-ge ve inovasyon alanına yatırım yapmayı zorunlu kılmaktadır. Dolayısıyla işletme içi bazı parasal kaynakların bu alanlara yatırılmak üzere ayrılması gerekmektedir. Ayrıca gerek donanım gerekse yazılım olarak bilişim ve iletişim altyapısı ile iş yapma modellerinin uygun biçimde yenilenmesi zorunluluğu da ortadadır. Diğer yandan Eskişehir iş dünyasının temel sorunlarının başında yatırılabilir kaynak kıtlığı gelmektedir. Söz konusu kaynaklar ise ancak kent dışı potansiyellerden aktarılabilir. Kısaca söylenirse; Eskişehir işletmelerinin çağdaşlaşması, Eskişehir’in kendi sınırları dışından kazanacağı para ile çok yakından ilgilidir. Bu nedenle Eskişehir, değişen kente uygun “yeni iş modelleri” üretmek zorundadır.

Yeni yönelimler, yenilenen ihtiyaçlar

Musluğun altındaki bir bardağın tek tek damlalarla dolmakta olduğunu hayal edin. Neredeyse birbirinin tam kopyası olan damlalardan bir tanesine sıra geldiğinde bardak taşacaktır. Eğer toplumdaki küçük değişimlerden söz ediyorsak; o damla, toplumun kırılma noktasıdır. O damla ile birlikte toplum; ekonomik, sosyal, düşünsel ve kültürel yönlerden yepyeni bir eksene geçecektir.

Maddenin hal değişimine baktığımızda da; benzer bir durum gözleriz. Örneğin suyun buhar haline geçmesi için bu değişimi sağlayacak yeterli ısı enerjisini alması gerekir. Toplum da böyledir. Büyük değişimleri sağlayacak küçük sosyal sıçramaların sonucunda toplum, yeni bir yaşam modeline yönelir.

Yakın geçmişte değişim izleri

1970’li yıllarla birlikte başlayan teknolojik, ekonomik ve sosyal değişmeler, Dünyada yeni ihtiyaçların ve yeni yönelimlerin oluşmasına neden oldu. Örneğin yurttaşlar, yönetim ve karar süreçlerine siyaset dışı unsurlarla –örneğin sivil toplum mekanizmaları ile– etki etmenin yollarını aramaya başladılar. Yerel, ulusal ve küresel boyutlarda siyaset dışı kuruluşlar oluştu ve politikalar üzerinde ciddi etkiler yapmaya başladılar. Muhtemelen bu etkileşim sürecinin henüz başındayız.

Sanayi toplumunun farklı kesimleri arasında kalın çizgilerle oluşturulmuş keskin ayrımlar vardı. Diyalog yerine içe dönüklük tercih ediliyordu. Bugünün ihtiyaçları, toplumun değişik unsurları arasında uzlaşmayı gerektiriyor. Bu nedenle ortak payda kavramının doğru anlaşılması gereği var.

Ortak payda

Eğer ya siyah ya beyaz şeklinde bir zorlayıcı ayrıma başvurursanız, grileri de ister istemez siyah veya beyaz lehine ya da aleyhine bir tercihte bulunmaya zorlarsınız. Dünün fikrî dünyası kişileri ve kuruluşları, siyah ve beyaz olmaya itiyordu. Uzlaşmadan, dayanışmadan veya birlikten anlaşılan buydu. Hâlbuki uzlaşma için kişilerin veya kuruluşların, birbirlerine yüzde yüz benzemeleri gerekmez. Önemli olan, her iki tarafın imkân dâhilindeki uzlaşma ve uyuşma noktalarını yani ortak paydayı bulabilmeleridir. Özellikle Türkiye gibi çok fazla kimliğin bir arada yaşadığı bir ülkede ortak payda arayışından başkaca bir çözüm de yoktur.

Ortak payda, nutuk atmakla veya basına demeç vermekle olmaz. Ortak paydayı oluşturmanın ilk adımı açık iletişimdir. Toplumun farklı kesimleri, karşılıklı olarak birbirlerini anlayabilecekleri olanak ve ortamları oluşturup değerlendirdiklerinde ortak paydanın oluşumu yönünde adım atmaya başlamışlardır. Açık iletişim, ortak paydanın ön koşuludur.

Birlikte barış içinde ve sürdürülebilir bir yaşamı sağlama ve toplum için yararlı işler yapma ideali saklı kalmak üzere; şunu söylemeliyim ki, ortak payda, bir tane değildir. Farklı kesimler, bir araya gelişleri ile kendi grilerini yaratabilirler. Ortak paydanın oluşturulmasında dikkat edeceğimiz noktalardan birkaçı; insana ve insan haklarına saygı, yaşamın korunmasına özen gösterilmesi ve başka kesimlerin var olma hak ve özgürlerinin gözetilmesidir.

Ne yazık ki; sosyal bakışımızın ortalama değeri, bu çağda hâlâ kişi ve kuruluşları tek renkli ve farksız olmaya zorluyor. Hâlbuki farklıyız. Farklı düşünce ve duygular taşıyoruz. Etnik, kültürel ve inanç temelli farklılıklarımız var. Ama aynı çatı altında, aynı topraklar üzerinde yaşamak durumundayız. Bunun, bir zorluk ya da zorunluluk değil; bir zenginlik olabilmesi için ortak alanlarda buluşarak ortak paydayı bulmada daha fazla bilinçli, gayretli ve verimli olmak zorundayız.

Son söz: Yeni ve yenilikçi olana acil ihtiyaç var.

İZLE: ... facebooktwittergoogle_pluslinkedinrssyoutubeby feather

duyguguncesi hakkında

Gürcan Banger, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ mezunu. Elektrik yüksek mühendisi (opsiyonu bilgisayarlı denetim). Halen iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik gibi konularda kurumsal danışman ve eğitmen olarak çalışıyor. Düzenli olarak kendi bloglarında ( http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net ) yazıyor. Köşe ve dosya yazdığı gazete ve dergiler var.
Bu yazı Değişim, Dünya, Eskişehir, Kent, Kent ve Kentleşme, Kentleşme kategorisine gönderilmiş ve , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>