Farklı, Orijinal ve Yenilikçi Olmak
Gürcan Banger
Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi
Facebook’ta izle
Twitter’da izle
Sık Kullanılanlara Ekle
Lee Clow, 1984 yılında Apple Macintosh için “Farklı Düşün (Think Different)” sloganıyla tanınan tanıtım kampanyasını tasarlayan ünlü bir reklam gurusudur. Apple’ın ünlü ve önemli ismi Steve Jobs’un arkadaşı olan Lee Clow, yaptığı başarılı işler nedeniyle “Advertising Age (Reklam Çağı)” isimli medya organı tarafından tanıtım ve reklam alanında Dünyanın en önemli yönetici gurularından birisi olarak gösterilmiştir.
Bir başka yazıda sözünü ettiğim, “Yaratıcı Deha (Creative Genius)” isimli kitabın yazarı bu çalışmasını ondan söz ederek bitiriyor: “Efsanevi reklamcı Lee Clow bir zamanlar Apple’ın belki de en ünlü reklamının sözlerini yazmıştı. Bu sözler, büyük fikirlerini dünyayı daha iyi bir yer haline getiren harika yöntemlerle gerçekleştirecek ve geleceği görecek bir vizyon ve cesarete sahip olan bütün insanlar için bir övgüydü:”
Lee Clow’un bu metni ise şöyle: “Bu, size, siz çılgınlara. Uyumsuzlara. Asilere. Sorun çıkaranlara. Kabına sığmayanlara. Her şeye farklı bakanlara. Kare deliklerin içindeki yuvarlak taşlara.”
“Dünyayı farklı gören insanlar.”
“Onlar kurallardan hoşlanmaz. Ve statükoya saygı duymaz.”
“Onları övebilirsiniz, karşı çıkabilirsiniz, onları takdir edebilirsiniz, onlara inanmayabilirsiniz, onları yüceltebilir ya da aşağılayabilirsiniz.”
“Yapamayacağınız tek şey, onları görmezden gelmektir. Çünkü onlar bir şeyleri değiştiriyor.”
“Buluşlar yapıyor. Hayaller kuruyor. Çözüm sunuyor. Araştırıyor. Yaratıyor. Esin veriyor.”
“Onlar insanlığı ileri götürüyor.”
“Belki de çılgın olmaları gerekiyor.”
“Belki de çılgın olmak zorundalar.”
“Başka türlü nasıl bir tuvale bakıp bir sanat yapıtı görebilirsiniz? Ya da sessizliğin içinde oturup hiç yazılmamış bir şarkı dinleyebilirsiniz? Ya da bir kızıl gezegene bakıp tekerlekli bir laboratuar görebilirsiniz?
“Bazıları onları çılgın olarak görürken biz dahi (deha) olarak görüyoruz. Çünkü dünyayı değiştirebileceklerini düşünecek kadar çılgın olan insanlar, bunu yapan insanlardır.”
Lee Clow’un sözleri bunlar… Şimdi biraz düşünelim. Çevremizde farklı görünen insanlar hakkında ne tür algılarımız var? Bazılarının farklılıklarındaki derinliği görebiliyor muyuz? Farklı olana farklılığın alması gereken değeri verebiliyor muyuz? Yoksa “Delidir ne yapsa yeridir” deyip arkamıza bakmadan yürüyor muyuz? Hatta farklı olanı yok etmek için kampanyalar mı düzenliyoruz? Bir başka açıdan; ‘kitch’ olanı, farklı ve değerli olanla karıştırıyor olabilir miyiz? Eğer farklı olan siz olsaydınız, nasıl bir algıyla ve tepkiyle karşılanmak isterdiniz?
İlişki ve iletişim
Herkesin çevresinde olup bitene karşı farklı bir tepki modeli var. Bazılarımız kimi durumları kayıtsızlıkla karşılarken, normal bir tepkinin ötesine geçenler de olabiliyor. Toplumsal kültürümüze, ahlâki değerlerimize, alışkanlıklarımıza ters bir durum oluştuğunda, kendiliğinden tepki verdiğimiz örnek çoktur. Bu gibi durumlarda söz, akılda ve dilin ucunda durmaz; zincirlerinden boşanıverir. Sonuçta da istenmeyen gerginliklere yol açtığı olur.
Bir Latin atasözü yanlışlar, insanlar içindir, der. Hoş sonuçları olmayan duygusal gerginliklerin yanlış anlaşılmalardan kaynaklandığına rastladığımız olmuştur. Yanlış anlamaları önlemek için öncelikle açık iletişim kurmayı denemek gerekir. İletişim, yanlış algılamaları önlediği gibi olumlu yakınlaşmaların oluşmasına da katkı koyar. Ulaşılabilir ve anlaşılabilir olmak, hiç kuşkusuz kapalılıktan ve içe dönüklükten çok daha yararlıdır.
Öğrenebileceğimiz çok sayıda iletişim tekniği var. Ama öncelikle karşımızdakini anlamak için iyi niyetli ve açık olmak gerekir. Olumlu niyet, olumlu iletişimin vazgeçilmez ön koşuludur. “Seni anlıyorum” demek yeterli değildir. Bir başka insanın dünyasını anlamak hiç de kolay değildir. Muhtemelen anlamamız gereken değişik boyutlar ve içerikler olabilir. Çoğu zaman yüzeysel bir kavrayış yetmez. Karşımızdaki insanı ve tabii ki kendimizi daha derinlemesine anlamayı denemek zorundayız. Örneğin toplumsal cinsiyet özelliklerinden dolayı kadınlar ve erkekler, gerginlik ortamlarında farklı tepkiler gösterirler. Bu tür ortamlarda anlama çabalarımızın farklılaşması gerekebilir.
Çoğumuz aynı sözlüğe dâhil eşdeğer sözcükleri ve cümleleri kullanırız. Ama unutmamalıyız ki; bunlardan bazılarını diğer insanların kullandığından daha farklı anlamlarda kullanıyor olabiliriz. Belki de kullandığımız sözcüklerin gerçek anlamlarından da habersiz olabiliriz. Bazı davranışlarımız, herkesin bildiği, alıştığı türden olmayabilir. Bu nedenle karşılaştığımız ifade ve davranışların anlamları kadar kendi yaklaşımlarımızın da doğru anlaşılmasına gayret etmeliyiz. Görünüşün bizi aldatmasına izin vermemeli, gerektiğinde tehdit etmeyen, korkutmayan, yargılamayan ve ‘infaz etmeyen’ açıklamaya yönelik sorular sormalıyız.
Size basit ve sıradan gelen soruların cevaplarının karşımızdaki için zor olabileceğini hatırlamamız gerekir. Bazı özel konularda insanlar konuşmakta zorluk çekerler. Özel yaşam, cinsellik, duygusal ilişkiler, korkular veya ayıp - yasaklı kabul edilen sorunlar genelde konuşulması zor konulardır. İnsanların bunlara ve benzerlerine ilişkin açıklama yapmakta zorlanmalarını anlayışla, saygıyla ve en önemlisi sabırla karşılamak gerekir.
İnsanların ağrı eşikleri gibi bazı kavram ve olaylara ilişkin dayanıklılıkları da farklıdır. Örneğin bazı insanlar ölümü daha az tepkiyle karşılarken, kimileri ile bu konuda iletişim kurmak çok zor ve sıkıntılı olabilir. Nasıl karşılandığından emin olmadığımız konularda iletişim kurarken dikkatli olmak zorundayız. Bir insanla iletişim, özel bir durumdur.
Doğrular…
Doğru bir tane değil. İnsanların sorunlara karşısında buldukları çözümler farklı olabilir. Her insanın kendine özgü bir yarar ve çözüm yaklaşımı vardır. Bu nedenle bir iletişim sırasında önerilerde bulunurken, işimize yarayan bir yaklaşımın karşımızdaki kişi tarafından faydalı bulunmayabileceğini kabul etmeliyiz. Bu tür durumlarda dayatmada bulunmak yeni gerginliklere yol açabilir. Aynı dili konuştuğumuz halde sözcüklere yüklediğimiz anlamların çok farklı olabileceğini hatırlamak zorundayız. Tam olarak anladığınızdan emin olmadan yargılara varmamalıyız. İletişimin özel ve özgün bir durum olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir.
Son söz: Dünyada, uzak ve yakın çevremizde farklı ve orijinal değerler var da; acaba biz mi algı ve tepki sorunu yaşıyoruz?
Dünyada, uzak ve yakın çevremizde farklı ve orijinal değerler var da; acaba biz mi algı ve tepki sorunu yaşıyoruz?
kesinlikle algı ve tepki sorunu yaşıyoruz. ancak bu algı ve tepki sorunları da farklı ve orijinal değerleri bilemiş oluyor. Çünkü farklı ve orijinal değerlerin algı ve tepkilerini anlayabilselerdi çoğunluk sıçramalar olmaz.
Bu güzel yazı için teşekkürler