Küresel Sanayide Yeni Dönem Öngörüleri
Gürcan Banger
Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi
Facebook’ta izle
Twitter’da izle
Dünkü yazımda dünyadaki bilimsel, teknolojik ve sınai ilerlemelerin tarihinden söz etmiştim. Üçüncü Sanayi Devrimi söylemine değinerek gerçekleşen ve beklenen gelişmeleri dile getirmiştim. Üçüncü sınai devrim hakkında uzlaşılmış bir netlik yok. Üçüncü devrimin henüz gerçekleşmemiş olduğunu ifade eden uzmanlardan dördüncü ve beşincinin geçilmiş olduğuna dair yargılarda bulunanlara kadar çok geniş bir çeşitlilik yelpazesi var. Bu konuda sıra sayılarında çatışmak yerine önümüzdeki döneme beklentileri ve öngörüleri izlemek daha yararlı olur.
Değişimin Temelleri
2000’li yıllara damgasını vuran değişim; üretim, bilişim, iletişim ve lojistik teknolojilerindeki gelişmeler oldu. 1900’lü yılların son çeyreğine kadar işletmenin en büyük sorunu olan üretim ve çeşitlilik darboğazı yukarıda sıraladığım gelişmeler sayesinde aşıldı. Sonuçta üretim hacmi genişledi ve imalat alanı yaygınlaştı. Üretileni pazarlamak ve satmak konusu, üretim sıkıntılarının yerini aldı. Adeta ürün miktarı ve çeşitliliği genişlerken, müşteri hacmi daralmış gibi bir görüntü oluştu. Bu nedenle 1970’lerden başlayarak iş kültürünün pazarlama ve satış alanlarında yeni yaklaşımlar ve yöntemler geliştirildi. Bu süreçte bilişim ve İnternet’in önemli katkıları oldu.
20’nci yüzyılın son çeyreğine kadar büyük ölçüde ulusal veya bölgesel olan rekabet küresel düzeye çıktı. Aynı yüzyılın üçüncü çeyreğinin sorunu olan kalitenin yerini 2000’lere giderken maliyet aldı. Bu dönemde işgücü maliyetlerinin hayli düşük olduğu Güneydoğu Asya ülkeleri yatırımcı ve girişimcilerin ilgisini çekti. Pek çok fabrika, başta Çin olmak üzere Asya’nın bu bölgesine taşındı.
Yeni Teknolojiler ve İstihdam
Üretimin yoğunlaştığı Güneydoğu Asya bölgesinde (özellikle Çin’de) işçilik, sınai göçün başladığı yıllara göre artık ucuz değil. Önceleri bir üretim alanı olarak dikkati çeken bölge, giderek bir tüketimci pazar haline dönüşmeye başladı. Çalışanların daha fazla tüketmek ve üreticilerin başta Çin olmak üzere Güneydoğu Asya’ya daha fazla satmak isteği, karşılıklı etkileşim halinde bu bölgede işgücünü daha maliyetli hale getirdi. Kalitenin yerleştiği ve inovasyon anlayışının yaygınlaştığı bir dönemde rekabetin tekrar fiyat eksenine geri döndüğü görüldü.
Son yıllardaki ivmeli teknolojik ilerlemeler, makinalaşmayı giderek daha fazla gündeme getiriyor. Ne var ki; bu mekanizasyon süreci, Henry Ford’un ilk otomobili yaptığı dönemden çok daha farklı… Günümüzün mekanizasyonu büyük ölçüde bilişim, yazılım ve otomasyon teknolojileri üzerine kurgulanıyor. Yeni makinalar geçmişin pasif özellikleri yerine bilişim sayesinde yüksek düzeyli bir dinamizm ve otomasyon içeriyor. Geçmişte çok sayıda işçinin kullanması gereken tezgahlar artık robot niteliğine sahip… Bu nedenle hâlâ yatırım maliyeti yüksek olmakla birlikte yüksek teknolojiye sahip tezgahı işletme için işçiye ihtiyaç duyulmuyor. Aydınlatmaya, ısıtmaya ve doğal insani ihtiyaçları karşılayacak hizmetlere ihtiyaç duyulmayan “ışıksız fabrika” olarak isimlendirilen yeni üretim ortamlarında istihdamın oranı son derece düşük düzeylere inecek.
Sanayi, Gelişmiş Ülkelere Geri Dönüyor
Bu gelişmelere dikkat edildiğinde; robotlu otomasyon sayesinde mavi yakalı (düz, niteliksiz veya düşük nitelikli) işgücünün önemi azalacak gibi görünüyor. En azından; görebildiğimiz gelecek ufku böyle bir görüntü veriyor. Teknoloji sayesinde işgücünün toplam maliyet içindeki öneminin azalması, üreticilerin istihdam maliyetlerinin görece düşük olduğu ülkelerde bulunmamaları zorunluluğunu da ortadan kaldırıyor. Önümüzdeki dönemde ucuz istihdam sorunu yaşamayan fabrikaların (yüksek teknolojiyle beraber) kendi gelişmiş ülkelerine geri dönmeleri beklentiler arasında…
Güneydoğu Asya’da yukarıdaki beklentiyi doğrulayacak bazı gelişmeler var. Birincisi; özellikle Çin’de işçilik fiyatları yükselmeye başladı. İkincisi; çalışanların işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda talepleri artıyor. Bu konuda Batının emeği savunan kesimlerinde de bir farkındalık oluşmaya başladı. Üçüncüsü; bu bölgelerde yaşayan ve çalışan insanlar, daha fazla tüketme eğilimi içine girmeye başladılar. Bir üretim alanı olan Güneydoğu Asya, hızla ciddi hacimli tüketici olma yolunda. Bütün bunların sonucu olarak işgücü maliyetleri yükselirken, üreticiler de işgücünün daha ucuz olduğu komşu ülkelere kaymaya başladılar. Bilişim, iletişim ve mekatronikteki gelişmelerle birlikte ortaya yeni makine, tezgah ve fabrika türlerinin çıkışı ile birlikte zenginler (imalathaneleri ile birlikte) kendi evlerine dönecekler.