Sınav ya da Ölçmek
Gürcan Banger
Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi
Facebook’ta izle
Twitter’da izle
Neden sınavlar var? Aklımıza ilk gelen cevaplar herhalde diploma ya da sertifika almak, bir kurum ya da kuruluşa girmek hakkını kazanmak vb. için olur. İşin aslına dönersek, sınav bir ölçme tekniğidir. Kişinin eriştiği birikim ve olgunluk düzeyini ölçmeyi hedefler.
Sınavın türüne göre hedef, bazı durumlarda bilgi birikimi, kimi zamanlarda ise yetenek / beceri geliştirme düzeyi olabilir. Sınavı düzenleyen kişi ya da kuruluş, sınav sorularını ve düzenini hedefe göre hazırlar. Öncelikle kişinin başarı düzeyini anlamak için bazı göstergeler belirler. Sınav bu göstergeleri ölçmeye çalışarak, kişinin (istenen alandaki) başarı düzeyini ortaya çıkarmaya çalışır.
Örneğin kişinin ilköğretimden orta öğretime geçebilmesi için, kişinin belli bir olgunluğa erişmesi gerekir. Dolayısıyla sınav bir durum belirleme aracıdır. Eğer herhangi bir sistemde değişiklik yaratmak istiyorsak, onun başlangıç durumunu bilmeliyiz. Bu durumu da belirlediğimiz bazı göstergelerle ölçeriz. Eğer ele aldığımız sistem bir işletme ise başlangıç anındaki sermayeyi, ciroyu, kâr oranını, çalışan sayısını (ve ilgili diğer değişkenleri) kaydederiz. İşletmede gerçekleştirdiğimiz değişiklik sonrasında aynı göstergeleri bir kez daha ölçer ve başlangıç durumu ile karşılaştırırız. Böylece yaptığımız değişikliğin başarılı olup olmadığını, göstergelere ne ölçüde olumlu ya da olumsuz yansıdığını görme, yorumlama ve raporlama imkânımız olur. Bir sonraki adımı atarken elde ettiğimiz bu deneyimden yararlanırız.
Ölçme
Ölçme, raporlama ve yorumlama gibi işlemler değişime uğrayan tüm sistemler için geçerlidir. Bir faaliyeti yapmak yetmez. O faaliyetin başarı düzeyini ölçmek zorundayız. Bunu da faaliyet öncesinde belirlediğimiz başarı göstergelerini kullanarak yaparız.
Örneğin bir panel düzenlerken bunun hangi hedef kitleye hitap ettiğini, hangi kesimlerden kaç kişinin katılımının öngörüldüğünü belirlemek yararlı olur. Paneli izlemeye gelen kişi sayısı, bu kişilerin mesleki ya da kültürel dağılımı, konuşmalar sonrasında sorulan soru sayısı, paneli sonuna kadar izleyen kişi sayısı ya da panelden erken ayrılan kişi sayısı gibi göstergeler bizim için önemli verilerdir. Gene aynı bağlamda panelin haberinin ve sonrasındaki yorumların kaç tane yazılı ya da görsel medya organında yer aldığını da izlemek bazı ipuçları verebilir.
Eğer yerel ekonomiyi etkileyecek bir etkinlik yapıyorsanız faaliyet sonrasında iş dünyasının ne türden getiriler elde ettiğini anlamak önemlidir. Başarı göstergelerine göre etkinliği geliştirmeye ya da bir başka etkinlik türüne geçmeye karar verebilirsiniz. Bu tür faaliyetleri “göz kararı” yollarla değerlendirmekten vazgeçerek, ölçme yaklaşımlarına “terfi etmek” zorundayız.
Ne Değişti? Kime Yarar Sağladı?
Bir diğer önemli nokta ölçmenin kimin ya da neyin referans alınarak yapıldığıdır. Her faaliyetin bir müşteri / katılımcı / paydaş portföyü var. Etkinliğin mutlaka ondan yarar sağlaması istenenler açısından değerlendirilmesi bir zorunluluk olmalıdır. Yöneticinin söz konusu etkinlikten memnun olması yetmez; faaliyetin katılımcılarının izlenimlerinin (tatmin düzeyinin) ne olduğu başarının öncelikli kriterleri arasında yer almalıdır. Özellikle kamu kaynaklarının kullanıldığı alanlarda paydaşların ihtiyaçlarının karşılanması ve tatmin düzeyinin yüksekliği (kamu adına yöneticilik yapan kişinin keyfinden) daha önceliklidir.