Perakende Sektöründe İnovasyon

Perakende Sektöründe İnovasyon

Gürcan Banger

Perakendeciler, kendi konumlarını güçlendirmek için imalatçıların güçlü markalarından yararlanmaya özen gösterirler. Örneğin çok bölümlü mağazalarda üreticilerin reyon veya ‘mağaza içi mağaza’ olarak sağlayabileceği önemli imkânlar olabilir. Böylece perakendecinin imkânları ile imalatçının çözümleri birbirine eklemlenerek perakendeci için daha iyi satış hacmi ve tüketici için daha yüksek tatmin sağlayan şartlar oluşabilir. Çok bölümlü mağazalarda perakendecinin üreticilerle ortak çözüm portföyünün artıp çeşitleneceğini öngörebiliriz. Bu yönelim, çok bölümlü mağazaları AVM tipinde bir iş modeline yöneltecektir. Bu tür çok bölümlü mağazalarda müşteri hizmetleri, kasa-tahsilat ve güvenlik gibi hizmetler toplamda maliyet avantajı sağlayacak biçimde gene perakendeci tarafından verilmeye devam edecek.

Mağaza İçi Mağaza

İş dünyası sektörleri, yenilikçi çözümleri çoğu zaman birbirlerinden kopyalama veya benzetme yolu ile edinir. ‘Mağaza içi mağaza’ kavramı da benzer biçimde çok sektörlü olarak gelişiyor. Örneğin büyük sanayi işletmelerinin kendi içlerinde daha küçük işletmelerin (değer zincirinin bir parçası olarak) yer almalarına imkân tanıdıklarını görüyoruz. Böylece kaliteden lojistiğe kadar pek çok konuda hız ve maliyet üstünlüğü elde ediliyor.

Benzer ‘mağaza içi mağaza’ yaklaşımının başka yenilikçi örnekleri, perakende sektöründe de yaygınlaşmaya başladı. Gelecekte daha fazla yaygınlaşıp çeşitlenmesini beklediğimiz bu yönelim sayesinde üreticinin müşteri hizmetleri deneyimi perakendecinin hizmet sürecine yansımış oluyor.

Üreticinin Artan Perakende Deneyimi

Üreticilerin perakende sektörü konusundaki bilgi ve deneyimi, (imalatçı – perakendeci etkileşimi çerçevesinde) giderek artıyor. Buna düşen toptancı kârlılığı gerçeğini de ekleyince pek çok imalatçı şirketin kendi konsept mağazalarını açmaya yöneldiğini görüyoruz. Bu eğilimin başka üreticiler tarafından da edinilmesi hiç şaşırtıcı olmayacak. Bazı örneklerde ise perakendeciler kendi değer süreçlerini genişleterek, üretici haline dönüşüyorlar. Bu durumda perakendeciler, ya kendi üretim mekânlarını oluşturuyor ya da yan sanayi (dış kaynak) kullanımı ile kendi markalarına yöneliyorlar.

Toptan pazara mal veren imalatçıların, mevcut bir pazar yapıları var. Dağıtıcılar, bölge toptancıları, bayilikler veya temsilciler aracılığı ile oluşmuş bir satış ve dağıtım kanalları bulunuyor. Bu yapılar, üreticilerin perakende pazarını tanımak ve konsept mağazalar üzerinden perakende sektörüne girmek için uygun ortam sağlayabiliyor. Bazı imalatçılar için kendi ürün ve iş modellerine uygun olarak yeni perakende satış ve dağıtım mekanizmaları geliştirebiliyor. Üreticilerin toptandan perakendeye dönmek istemelerinde kolay anlaşılır bir gerekçe var: Değer zincirinin perakende bölümünde oluşan kısmına ortak olmak… Dünyada ürün ömrü kısaldığı ve kârlılık ortalama olarak düştüğü sürece, imalatçıların perakendenin kârlarına ortak oluşu sürüp gidecek. Aynı nedenle ‘ara toptancılık’ olarak isimlendirilen katmanların ise hızla yok olacağı öngörüsü ise ‘kehanet’ olmaktan çoktan çıktı.

İnovasyon

Hem tüketici üreten hem de perakendeci şirketlerin yoğun ilgi duydukları alanlardan birisi, inovasyon (yenilikçilik) olacak. Perakendeye yönelik ürünlerde pek çok şirketin birer ‘inovasyon avcısı’ haline dönüşeceğini söyleyebiliriz. Bu durum, katma değerli bir yenilik geliştirmiş olan; ama bunu işe dönüştürmekte zorlanan küçük girişimciler için yeni imkânlar yaratacak. Hatta inovatif (yenilikçi) ürün ve hizmetlerin alınıp satıldığı yeni pazar yapılarına tanık olabiliriz. Diğer yandan perakende pazarına yönelik ürünlerde imalatçı-üniversite ilişkisinin gelişen örneklerini görebiliriz. Son olarak; perakendeye yönelik inovasyon konusunun sadece ürün esaslı olmadığını, özellikle satış ve pazarlama alanlarındaki inovasyon türlerinin çok ilgi göreceğini söylemeliyiz.

Bu yönelim öngörüleri, genel ve objektif olanı ifade ediyor. Hiç kuşkusuz; bu konunun bir de sübjektif yönü var. İnovasyonu kendi değer zincirine eklemlemekte, hızlı davranan “Üsküdar’ı geçecek”; vizyoner, hızlı, çevik, uyanık ve akıllı olmayı başaramayan ise “yaya kalacak”.

(Konuya devam edeceğim)
Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama, Endüstri 4.0 gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Alışveriş, Gelecek, İş dünyası, İş kültürü, İşletme, Pazarlama, Satış - Satıcılık - Satışçılık, Ticaret kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın