Sanayi Devrimi ve Çin – 2
Gürcan Banger
Made In China 2025
Internet Plus eylem planı yanında Çin’in teknolojik dönüşümü yakalamak için ortaya koyduğu, “Made In China 2025” olarak bilinen ikinci bir yaklaşım daha var. Internet Plus bağlamında Çin Mühendislik Akademisi katkılarıyla yapılan bu çalışma Çin Sanayi ve Enformasyon Teknolojisi Bakanlığı tarafından gündeme getirildi. Bu proje Çin’in üretim şartlarını bilinen teknolojiler düzeyine yükseltmeyi ve Çin’deki sanayi işletmelerinin değer zincirlerini daha üst seviyelere çıkarmayı hedefliyor. Internet Plus vizyonu ağırlıklı olarak hizmetlerden, yüksek teknolojiden, dağıtım gibi farklı konulardan söz etmesine karşılık “Made In China 2025” projesi doğrudan sınai üretime odaklanıyor.
“Made In China 2025” bakışı üç ana boyutu içeriyor. Sektörel olarak bilişim-iletişim (BİT), çağdaş ulaşım donanımı, ileri mühendislik ve biyotıp vb. gibi 10 tane alana öncelik veriyor. Üretimdeki ileri teknolojiler açısından baktığımızda Çin’in durumunun Almanya ve ABD’ye oranla hayli geride olduğunu görüyoruz. Bu nedenle vizyonun bir başka boyutu işletmelerin değer zincirinin iyileştirilmesine ayrılmış. Çin’in çok düşük, düşük, orta ve yüksek teknolojilerin bir arada olduğu bir görünümü iyileştirmesi gerekiyor. Üçüncü boyut ise Çin şirket ve ürünlerinin küresel pazarda rekabetçiliğini yükseltebilmekle ilgili olarak öngörülmüş. Çin’in en düşük fiyat diliminde olanlardan gelişmiş ülkelerin kaliteli ürünlerine kadar olan bir geniş ve derin ürün portföyünde rekabet edebilecek maliyet-kalite yapısına ulaşması hedefleniyor. Teknolojik dönüşüm dönemine kadar iş gücü pazarındaki maliyet üstünlüğü ile öne çıkan ve küresel pazarları diğer rakipler açısından ‘tehdit eden’ Çin bunu yeni teknolojilerle bir kez daha yapabilir mi?
Almanya ve ABD Karşısında Çin
21’inci yüzyılın meydan okumalarını Almanya “Industrie 4.0”, ABD “Industrial Internet”, Çin “Internet Plus” ve “Made In China 2025” vizyon ve eylem planları ile göğüslemek üzere yola çıkıyorlar. Diğer ikisi ile kıyaslandığında Çin’in yaklaşımının Almanya’nın Endüstri 4.0’ını andırdığı gözleniyor. İki uzak ekonominin stratejik planları devlet kaynaklı ve destekli olmanın yanında önüne zamansal hedefler koyması açısından bir yakınlık ortaya koyuyor. Planların üretiliş biçimleri de –önce devlet tarafından önerilmesi ve daha sonra akademik çevrelerde şekillendirilmesi açısından– birbirine benziyor. Endüstri 4.0 yaklaşımı Almanya ekonomisi içinde yer alan KOBİ’lerin teknolojik olarak, iyileştirilmiş veya yeni iş modelleri ile güçlendirilmesini hedefliyor. Benzer bir yaklaşımı, ağırlıklı olarak Çin’in “Made In China 2025” projesinde de görüyoruz. Diğer yandan ABD’nin büyük sınai şirketlerininekonomik ve sivil ‘himayesinde’ yol alan Endüstriyel İnternet ise –ABD ekonomisinin ‘ruhuna’ uygun olarak– önüne KOBİ’lerle ilgili bir hedef koymuş değil. Diğer yandan her üç ekonominin teknolojik dönüşüm yaklaşımları da sanayi alanlarında etkin kaynak kullanımı, verimlilik, daha yüksek kalite ve daha düşük maliyet gibi hedefleri içeriyor.
Çin’in erişilebilen stratejik plan belgeleri ile bunların uzmanlarca yorumlanmalarında sıklıkla geçen kavramlar arasında inovasyonun önemli bir yeri var. Bu izlenimi ABD’nin Endüstriyel İnternet vizyonu bağlamında da ediniyoruz. Çin’in “Made In China 2025” planında inovasyon çerçevesinde söz edilen eylemlerden birisi 2020 yılından başlayarak 2025’e kadar 55 üretim inovasyon merkezinin açılacağıdır. Geçtiğimiz yıllarda ABD’de benzer konuda “Manufacturing USA” veya “National Network for Manufacturing Innovation (NNMI)” adıyla bilinen bir dizi araştırma enstitüsü açılmıştı –ki yenilerinin de açılması planlanıyor. Almanya’nın Frauenhofer Enstitülerini andıran bu kuruluşlar 3 boyutlu baskı, dijital üretim, hafif malzemeler, geniş bant yarıiletkenler, kompozit malzemeler, fotonik tümleşik devreler, esnek elektronik cihazlar, tekstil ve akıllı üretim gibi alanlarda araştırma yapıyor.
Bu üç ekonominin stratejik çalışmaları ülkemiz adına dersler çıkarmak için yeterince veri sağlıyor. Görünen o ki, ekonomik ve teknolojik mücadele –özellikle gelişmişler arasında yer almayanlar için– önümüzdeki dönemde çok daha zor olacak.