Sevgi Önce Kendi Ruhunu Paylaşmaktır

Sevgi Önce Kendi Ruhunu Paylaşmaktır

İnsani sevgi iki uçlu bir ilişkidir. Sevgi paylaşmanın vazgeçilmez olduğu bir ilişkidir. Sözcükleri esirgemek, sevginin beslendiği paylaşım kanallarını yok etmekle eşdeğerdir. Paylaşım fikrini unutarak sevgi ilişkisini kendi başlarına bencilce yaşamak isteyen kişiler, yalnız kalma riskini akıllarında tutmalıdır. Sözcükler sevginin büyülü iksiridir. Duygularla yüklenmiş paylaşılan sözcükler, sevgiyi sıradanlaşmaktan alıkoyar. Jacques-Henri Bernardin de Saint-Pierre’in Paul ve Virginie’yi ya da Johann Wolfgang von Goethe’nin Genç Werther’in Acıları’nı yazdığı yıllarda sevgiyi tanımlamak daha kolaymış. Belki de tanımlamak daha keyifli imiş desem daha doğru olur. Sevginin o gizemli halinden tüketim toplumunun beğeni, hoşlanma, çıkar veya salt cinsellik üzerine kurulu tanımlarına gelmek pek hoş olmadı.

Sevgi heyecan veren gizem içerir. Bir o kadar da mucizevidir. İnsanın ruh halinin kendi bedenine bu denli etki yaptığı bir başka olgudan söz etmek zordur. Öncelikle sevginin sizi nerede ve ne zaman yakalayacağı önceden belli değildir. Onu yakalamak için verdiğimiz bilinçli emek işe yaramazken bir an kendiliğinden karşımızda bulabiliriz. Sevginin gelişi günlük ruh halimize de bağlı değildir. İyi moralli veya kendimizi kötü hissediyor olabiliriz. O gelir ve umulmadık bir anda bizi bulur, yakalar. Bu nedenle sevginin mevsimi de yoktur. Sevgi mucizesi, zamandan ve mekândan (toplam olarak uzamdan) bağımsız olduğu gibi yaşınızdan ve maddi ya da fiziksel olarak ne halde olduğunuza da bağlı değildir.

Bugüne kadar duygusal sevgi sizin kapınızı çalmamış olması, sevginin sizin için bir mucize olarak var olabilme potansiyel ihtimalini değiştirmez. Birçok kez, yaşamınızın çok sayıdaki bölümü halinde kendinizi sevdaya düşmüş hissetmeniz de sevgi mucizesinin etkisini ve gücünü azaltmaz. Duygusal sevgi her kapıyı çalışında sizi sarsacak o gizemli gücüyle birlikte gelir.

Sevgi beğeniden veya hoşlanmandan farklıdır. Bazen içinizdeki sevgisizliği dolduracağınızı sandığınız ihtimali duygusal sevgi diye benimsersiniz. Ancak o mucizeyi onun yangınına düştüğünüzde fark edersiniz. Sevgi ateşte yanmaktır. Sevgi karlı bir kış günü soğuktan sıcağa girmişçesine içinizdeki ısınmayı hissetmektir. Sevgi muhtemelen o güne kadar hiç fark etmediğiniz duygu ve düşüncelerin sizi sarıp sarmalamasıdır.

Birçok örnekte sevgiyi aramanın ilk görünümü umutsuzluktur. Sevginin sizi unutmuş olduğu gibi bir duyguya kapılırsınız. Yaşamınızın yorgun bir anında umutsuzluk da dâhil değişik nedenlerle duygusal sevgi ilişkisinin size uygun olmadığını düşünmüş olabilirsiniz. Size yanıldığınızı ispat edecek tek kanıt, bizzat sevginin kendisidir. Çünkü sevgi ilişkisi aklınızda olmayanı başınıza getiren bir mucizedir.

Okuyarak veya izleyerek de sevgiye özenirsiniz. Ama sevgi sadece kitaplar, romanlar, şiirler okuyarak öğrenilecek bir şey değildir. Bir gün yaşamınızda kendiliğinden doğar ve onu yaşamaya başlarsınız. Etrafınıza daha dikkatli bakarak, onu arayarak ancak bir eş, bir sevgili veya bir arkadaş bulabilirsiniz. Sevginin gelişi, bir anda geceden gündüze dönülür gibidir. Şaşırtıcıdır. Sarsıcıdır. Hayal edilmesi zordur. Umulandan bile farklı beklenmeyen etkiler yaratır. Sevgiyi ancak bir anda içinde düştüğünüz yaşam sevinci yangınından ve duygusal coşku fırtınalarından tanıyabilirsiniz.

Sevgi ilişkisi lezzettir. Sevgi ilişkisi yaşamın tadıdır. Onu yaşadığınızda fark etmediğiniz nice çok yeni ve değişik tadlar olduğunu şaşkınlıkla öğrenirsiniz. Yeni ülkeler görüp buralarda yeni Dünya Nimetleri’nin tadına varmaktır sevgi. Sevgiyi yaşayalım derken, bir kelebeği yakalayıp sonsuza kadar saklamak istercesine onun keyifle uçabilmesini sağlayan kanatlarını zedeliyoruz. Sevgi ilişkisi çılgındır, ucu bucağı yoktur ama onunda kendince kuralları vardır. Bu kurallar, bir yasaklar manzumesi olmaktan daha çok, paylaşmanın ve saygının vazgeçilmez ağırlığıdır. Sevgi bizi bir başka zaman ve yaşam boyutuna götüren (çok farklı bir uzama taşıyan) bir mucizedir. Bu boyutta; uzun ömürlü bir sevgi ilişkisi için başta bencillik olmak üzere kendimizi arındırarak kötü alışkanlık ve huylarımızdan temizlenmek zorundayız.

Sevgiyi mekanize etmeyin. Sevgiyi tüketilecek bir nesne gibi sistematize etmeyin. Ssevginin katı ve kesin kalıpları, belirgin formları ve davranış modelleri yoktur; nasıl yaşanırsa öyledir. Sevgi iki insan arasındaki duygusal birliktelik olabilir, ama evlilikle eşdeğer değildir. Kendi başına arkadaşlık da değildir. Sevgi birlikte ya da uzakta yaşamak değildir. Tüm bunlar veya bunlardan birisi yaşamınızı örtebilir, ama sevgiyi katılaştırarak ve kurallar içinde boğarak onun keyfini kaçırmayın. Sevgi olağan olmayandır. Sevgi insanın kanatsız da uçabileceğinin nadir örneklerinden birisidir. Sevgi hem hiçbir şey hem de her şeydir. Sevgi, onun kapısından geçtiğimizde hangi zamana, hangi mekâna gittiğinizi bilmediğimiz yeni bir şans evrenidir.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

Gürcan Banger, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ mezunu. Elektrik yüksek mühendisi (opsiyonu bilgisayarlı denetim). Business philosopher. Halen iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak çalışıyor. Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net'te proje koordinatörüdür. Düzenli olarak bloglarında ( http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net ) yazıyor. Köşe ve dosya yazdığı gazete, dergi ve bloglar var.
Bu yazı Aşk, Duygusallık, İlişki, Sevgi kategorisine gönderilmiş ve , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir