Sosyal Yatırım Fonları

Sosyal Yatırım Fonları

Gürcan Banger

Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi

Eskişehir’de pek çok kişi ve kuruluş, değişik vesilelerle sosyal yardımlarda bulunuyor. Birincisi; bu yardımlar, genelde ‘balık tutmayı öğretmek yerine geçici olarak balık ikram etmeye’ yönelik oluyor. İkincisi; yardımlar, vizyonsuz, hedefsiz ve dağınık yapıldığı için gerekli sinerjiyi yaratamıyor. Son olarak; gerekli ihtiyaç tespiti, araştırma ve değerlendirme mekanizmalarına sahip olmadığı için yardımlar, istenen yararı sağlamakta zorlanıyor.

Hâlbuki vakıf statüsünde bir fon aracılığı ile toplanan tüm finansman, şeffaf ve profesyonel yönetim anlayışına sahip bu kurumsal örgüt aracılığı ile ihtiyaç sahiplerine aktarılabilir. Buradaki ana fikir, dağıtılan fonun kendini yeniden üretebilen bir iş / faaliyet yaratmasıdır. Tekrar edersem; esas olan, öncelikle ‘balık tutmayı öğretmek’ anlamında, yapılan yardımın sosyal ve ekonomik yaşamda kendini yeniden üretebilme yeteneğine sahip olmasıdır.

Tabii ki, toplumda sağlık gibi nedenlerle bir iş tutup çalışmayacak durumda olan insanlar vardır. Bu kişilere devletin ve diğer fon kaynaklarının koşulsuz yardım etmesi beklenir. Zaten toplumumuzdaki sivil toplum anlayışının en belirgin özelliği de yoksullara yardım konusudur. Fakat toplumdan yardım bekleyen sadece bu kesimler değildir.

Örneğin çok sayıda orta ve yüksek öğrenim bursu veren kuruluş olmasına rağmen, yüksek lisans ve doktora gibi alanlarda yapılan çalışmalara destek veren yeterli kuruluş yok. Zorunlu temel merhaleleri geçip ekonomiye katkılar yapma noktasına gelen genç insanlar, çalışma yaşamının zor koşulları ile birlikte lisans sonrası çalışmanın ağırlığını kaldırmaya çalışıyorlar. Yardımlara bünyesinde toplayıp dağıtmayı hedefleyen bir sosyal fon, lisans sonrası burslar konusunda da etkili olabilir.

Sivil toplum anlayışının ülkemizde hızla gelişmeye devam ettiğini gözlüyoruz. Görünen bu canlanmaya karşın elde edilen başarılar henüz yeterli bulunacak düzeyin çok gerisinde. Başta dernekler olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının (STK’ların) en önemli handikapı ise çalışmalarında kullanabilecekleri maddî kaynak bulamamaları. Diğer yandan STK’lar fon yaratma konusunda çok yetenekli değil. Belediyeler dışında STK’lara destek olan çok sayıda kurum ve kuruluş da yok. Yerel bağışçıların birleşmesi ile oluşturulacak bir kuruluş bu ihtiyacın giderilmesinde de yardımcı olabilir. Bu konuda geçtiğimiz aylarda yapılan çalışma örneklerinden birisi olarak Bolu Bağışçılar Vakfı girişimini biliyorum.

Bu tür yapılanmalara Batı’da ‘Community Fund veya Community Foundation’ adı veriliyor. Türkçe’de ‘Sosyal Yatırım Fonu’ olarak yerleşmek üzere. Genelde bir vakıf olarak kurulan bu fonlar; bağışçılarla STK’ları ve diğer ihtiyaç sahiplerini bir araya getirmeyi hedefliyor. Fon çerçevesinde elde edilen bağışlar, belli kurallara bağlı olarak (ama mutlaka şeffaf bir biçimde) yerel ihtiyaç sahiplerine ve faaliyetlerinde kullanmak üzere STK’lara aktarılıyor.

Türkiye’de (hukukî mevzuatın satır aralarına sıkıştırılmış olsa da) açık olarak devletin sivil toplum kuruluşlarına desteği yok. Geriye sadece proje esaslı AB hibeler ile diğer dış kaynaklı fonlar kalıyor. Bazı STK’ların dış kaynaklı fonlara olumsuz baktığı düşünülürse, böylece sivil toplum çalışmalarının ayaklarına bir pranga daha vurulmuş oluyor. Kaynak sıkıntısı çeken ihtiyaç sahipleri ve STK’lar için tamamen yerel bağışçılardan kaynak sağlamayı hedefleyen bir ‘sosyal yatırım fonu’ ciddi bir seçenek olabilir. Bölgesel ve yerel düzeyde böyle bir fonun kurulup işletilmesi için yeterli altyapı bulunmaktadır. Un, şeker ve yağ var; önemli olan, helvayı yapabilmekte.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Sivil toplum - STK, Sosyal sorumluluk, Sosyal yatırım fonu kategorisine gönderilmiş ve , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir