Teknoloji Tabanlı İş Fikri
Gürcan Banger
Fikir insan düşünce ve eylemleriyle ilgili bir kavrayıştır. Teknolojik iş alanları açısından fikir bilim, teknoloji veya iş-işletme konulu olabilir. Sözlüğe başvurduğumuzda fikir için şöyle bir tanımlama ile karşılaşıyoruz: “Fikir bir düşünce, kavram, duyumsama veya resim biçiminde fiilen veya potansiyel olarak bilinç düzeyinde ortaya çıkan bir varlıktır.” Daha kısa söylersek; fikir zihinde oluşan bir temsil veya kavrayıştır. Fikir somut bir durum veya olay karşısında oluşan zihinsel bir ışık çakmasından karmaşık soyutlamalara kadar türlü şekillerde olabilir.
Fikir konusundaki farklılaşma, fikrin bir algının temsili oluşu ile bir kavramsal düşüncenin nesnesi oluşu ayrımında yaşanır. Girişimcilik alanında ise bir fikrin zihinsel olarak varlığı yeterli olmaz. Fikrin ne şekilde yaşama geçeceği, gerçekleştirileceği ve kullanma konacağına ilişkin bir tasarım olması gerekir. Bu tasarım iş kurmaya yönelik kararlar ve iş planını içerir. Girişimcilik alanında fikirden söz ederken vurgu, eyleme dönüşebilen fikirlere (iş fikirlerine) yapılır. Eyleme dönüşebilen fikirler, pazarda var olan bir fırsatın ekonomik olarak değerlendirilmesi ile ilgilidir.
Girişimcilikten söz edildiğinde konu, girişimcinin sahip olması gereken bazı ‘mistik’ özelliklere bağlanır –hayalleri olma, risk alma, kararlılık, esneklik, ileriyi görme, ileri görüşlülük gibi. Hâlbuki iş kurma gibi bir eylem doğrulanabilir enformasyon üzerine kurgulanmak zorundadır. Bu da girişimcinin ekosistemindeki (daha dar anlamda pazardaki) açık veya örtülü izlerin gözlenmesi ve incelenmesi ile ilgilidir. Dolayısıyla fikir – fırsat eşleşmesi gözlenebilen süreçler, olaylar ve görünümler cinsinden olmak durumundadır.
İş fikri bulmanın yolu, pazardan ürün ve hizmet sağlayanlara “Neye ihtiyacın var?” diye sormak değildir. Bu şekilde üretilebilecek bir iş fikri nadiren yenilikçi ve farklıdır. Sadece görünen ekosistemi ve pazarı gözlemlemek de iyi iş fikirleri bulmak için gerekli ‘şansı’ yaratmaz. Özellikle inovasyona yol açabilecek iş fikri fırsatları kolayca gözlemlenebilir durumda değildir. Bu tür katma değeri yüksek, inovatif fırsatları yakalamak için ekosistemi ve pazarı ‘eşelemek’ gerekir. Buna ‘görülmeyeni görmek’ diyebiliriz. Başkaları tarafından görülmeyeni görme faaliyetinde tanıma, tanımlama, keşfetme, yaratma, tesadüfü değerlendirme ve şans gibi unsurlar (eylemler, beceriler) etkili olur. Ama (Newton’un Kütle Çekim Kanunu’nu bulmasıyla ilişkilendirilen, başına düşen elma hikâyesini hatırlayarak) bir kez daha ifade etmeliyim ki, ekosistemde ve pazarda gerekli ‘eşelemeyi’ yapmadıysak elma da bizim başımıza düşmeyecektir.
İş Fikri
İş fikri, bir ticari fırsatın değerlendirilmesi için detaylı çalışma yapmak ve hedefler oluşturmak için bir zemin olarak hizmet verir. Böylece bir işin kurulması veya mevcut işletmenin satın alınması yoluyla beklentilerin sağlanması öngörülür. İş fikri bir iş modelinin oluşturularak uyarlanıp icra edilmesine yöneliktir. Teknolojik girişimcilik hayalinin (iş fikrinin) gerçekleştirilmesi öncelikle kavramsal hayal edişlerin gerçek yaşam uygulamaları ile buluşabilmesiyle ilgilidir. İkinci olarak ise ekosistemde veya pazarda yakalanan (açığa çıkartılan) fırsatın özellikleriyle ilintilidir.
İş fikri konusunda gözden kaçırmamamız gereken kritik bir özellik var. Hiç kuşkusuz; iş fikri, girişimciye bireysel değer (girişimci için duygusal – düşünsel haz) sağlayacaktır. Bunun yanında iş fikri ekosistem açısından bir sosyal değere sahip olacaktır. Ama söz konusu olan ‘iş’ ise bu durumda iş fikrinin kaçınılmaz biçimde bir finansal değeri olması gerekir. Bu değer, girişimcinin yüklendiği risk karşılığında elde edeceği finansal ödüldür.
İKİ
İş-işletme kültüründe bir fırsat, genellikle henüz yeterli çözümü olmayan veya mevcut çözümün tatmin edici bulunmadığı bir problemle ilgilidir. Teknoloji tabanlı işlerde fırsatı oluşturan problemler bilim ve teknolojinin araç (çözüm zemini) olarak kullanılmasıyla çözülmeye çalışılır. Bu durumda pazarda çözümü olmayan veya mevcut çözümün tatmin edici olmadığı bir problemin var olduğunu, bir başka deyişle pazardaki çözüm talebinin girişimci için bir fırsat oluşturduğunu düşünürüz. Buna ‘talep çekişi’ adı verilir. Basitleştirirsek; pazarda bir problem vardır. Pazar yapısı problemin çözümünü beklemektedir. Gizli veya açık olabilen problemi açığa çıkaran girişimci bunu bilimsel ve teknolojik yolla çözmeyi hedefleyerek bir ekonomik fırsat yaratır.
Bir diğer durum için Ford Motor Şirketi’nin kurucusu ve Ford markalı otomobilin yaratıcısı Henry Ford (1863-1947) ile ilişkili anlatılan (ama doğruluğu kanıtlanmamış olan) anekdot bir örnek oluşturur. Buna göre Ford “Eğer insanlara soracak olsaydım, daha hızlı atlar istediklerini söylerlerdi” der. Bu örneğe göre Ford pazarın ihtiyaç olarak kabul ettiği daha hızlı atlar bulmak yerine bilimsel ve teknolojik zeminde yeni bir ürün yaratmıştır.
Basitleştirelim. Birincisi; pazarda bir çözüm vardır. Ama pazar yapısı daha iyi bir çözüm tahayyülüne sahip değildir. Girişimci kendi beceri ve yeteneklerini kullanarak bilimsel ve teknolojik zeminde ‘bilinmeyen’ çözümü üretir ve bir ekonomik fırsat yaratır. İkinci olarak; pazarda ne problem ne de çözüm vardır; dolayısıyla görünüşe göre bir ekonomik fırsat da yoktur. Girişimci, bilimsel ve teknolojik araçlarla yeni bir ‘ihtiyaç’ –dolayısıyla bu ihtiyacı tatmin edecek ürün veya hizmeti– yaratır. Günümüzde kullanılan (tüketilen) pek çok ürün ve hizmetin ortaya çıkışı incelendiğinde bunların pazarda var olmasının tümüyle girişimcinin bilimsel ve teknolojik zeminden yararlanma başarısı olduğu gözlenir. Bir problem yerine bir iş fikrinin öne çıktığı bu yaklaşıma ‘teknoloji itişi’ denir.
Girişimciliğin odak noktası olan iş fırsatı (ekonomik fırsat), –yukarıda özetlediğim gibi– ya girişimcinin ‘yarattığı’ bir iş fikri ya da ekosistemdeki (pazardaki) bir problemle ilgilidir. Problem çözme odaklı iş fırsatı, problemi açığa çıkarabilen tüm girişimci adayları için elde edilebilir bir durumdur. Önemli olan, gizli kalmış ihtiyaçların (gizil ihtiyaçların) açığa çıkarılmasıdır.
Problem odaklı iş fırsatının bir başka türü ‘açık fırsat’ olarak isimlendirilir –ki bu türden bir problem sosyal ölçüde farkındalık yaratmıştır ve çözümü karşılığında girişimciye ‘büyük ödülü’ kazandıracaktır. Örneğin yoğunlaşan kentlerde otopark sorunu hızla yükselen ve toplum tarafından yüksek oranda algılanmış bir sorundur. Otopark sorununun bilimsel ve teknolojik bir yolla çözülmesi inovatif girişimcinin yüksek getiri elde etmesini sağlar. Giderek ciddi sorun olmaya devam eden ve toplumun tüm kesimlerinin yeterince farkında olduğu enerji konusunda başka inovatif örnekler sayabiliriz: Temiz üretim, biyoyakıtlar, fotovoltaik hücreler, rüzgâr enerjisi ürünleri, elektrikli taşıtlar…
‘Açık fırsat’ olarak görülebilecek iş fırsatları, sosyal gözlemler dışında kamu birimlerinin veya sivil toplum kuruluşlarının geleceğin tasarlanmasına yönelik yok haritalarından da çıkarılabilir. Bu amaçla devletin, merkezi kurum ve kuruluşların, yerel yönetimlerin stratejik planlarının ve teknoloji yol haritalarının çok değerli kaynaklar olduğunu söyleyebiliriz. Bilim ve teknoloji tabanlı girişim açısından bakarak; teknoloji yol haritasının teknoloji alternatifleri tanımlamaya, seçmeye ve geliştirmeye yardımcı olan ihtiyaç güdümlü teknoloji planlama süreci olduğunu söyleyebiliriz. Bu sürece uyarlı ve uyumlu bir şekilde iş fırsatları yaratmak her zaman için mümkündür.