Toplumu Müzikle İzlemek
Gürcan Banger
Müzik, bir toplumun durumunu gösteren bir gösterge tablosu gibidir. Müziğin sosyal ve kültürel değişimi, toplumun genel gidişine ışık tutan aynalardan bir tanesidir, diyebiliriz. Müziğin toplumdaki beğenilme düzey ve çeşitliliğine bakarak, toplumun yaşadıkları hakkında kolayca bazı ipuçları elde edebiliriz. Sosyal durumu, başka ülkelerin halk müziklerinin gelişmesinde de saptamak kolaydır. Amerika’nın Jazz, Blues, Rock N Roll ve benzerleri gibi müzik türlerinin altında, daima o toplumun yaşamakta olduğu döneme ait sosyal veriler ve göstergeler yer alır. Her müzik parçasının arka bahçesinde bir tarih ve coğrafya ile sosyoloji ve psikoloji mevcuttur.
Minibüs Müziği
Bir zamanlar, dolmuş - minibüs müziği olarak aşağılanarak bakılan arabeskin, daha sonraki yıllarda ‘yüksek sosyete’ mertebesine yükselmesinin ardında da, hiç kuşkusuz toplumun içinde bulunduğu durumun etkileri var. Gerçi ülkemizde ‘yüksek sosyeteye’ yükselen arabesk midir, yoksa aristokrasi ile büyük ve küçük burjuvazi mi ‘ayağa düşmüştür’; bu da tartışılması gereken ayrı bir konudur.
Burada bir ayırımı dikkate almak gerekiyor. Nasıl müzik sevgisi açısından Klasik Türk Müziği ile Geleneksel Türk Müziği’ni bir hiyerarşik sıralamaya koyamazsak, konuya arabesk müziğin sevilmesi gerekip gerekmediği açısından da bakamayız. Burada asıl olan, arabeskin arkasındaki sosyal dinamiklerin işleyişidir. Arka planda Halk Müziği’nde Anadolu’nun, Klasik Türk Sanat Müziği’nde ise sarayın durduğu sosyal psikoloji gibi…
Arabesk müzik, 1950’lerden bu yana değişen yapısıyla toplumun kimlik ve kültür bunalımı ile yaşanan sosyal ve ekonomik durumu ifade eder. Bu müzik türü ile ilgili ciddi bir yanlış, malum müziğin Orhan Gencebay, Müslüm Gürses veya Ferdi Tayfur gibi az sayıda ama çok bilinen isimlere mal edilmesidir. Dikkatle incelendiğinde; müzikteki arabeskleşmenin –bu isimlerinde ötesine geçerek- çok daha yaygın olduğu görülecektir.
Günümüzde arabesk, bir tarz (sound) olarak rock müziğinden özgün müzik olarak anılan türe kadar pek çok çeşitliliğe sinmiş ve oralarda biraz farklı görünümlerle yaşamayı sürdürmektedir. Bugün ideolojik pop müzik başlığı altında yapılan ‘sanatın’ aslında arabeskten pek de farkı olmadığı gün gibi ortadadır. Gerçekten çok kazanan şarkıcıların söylediği ve ‘elit müzik’ veya ‘entel müzik’ olarak üretilen türlerin de ciddi oranda arabesk unsurlar içerdiğine kuşku olmamalıdır. Çünkü tüm ulusal, bölgesel ve yerel müzik türlerini yapan kesimler, ülkenin yaşadığı aynı ortamı, benzer sorunları ve müzikaliteyi paylaşmaktadır.
Arabeskle Çözülen Toplum
Arabesk müzik, çözülmekte olan sosyal düzenin işaretlerinden birisidir. 20’inci yüzyılın ortalarında başlayan başıboş sosyal göç ile birlikte; toplumun yapısının denetimsiz değişimini ifade eder. Sosyal göçün sonuçlarını işaret eden pek çok gösterge gibi, arabeskin ifade ettiği gelecek görünümü de atanmışlar veya seçilmişler tarafından doğru anlaşılmamıştır. Bu işaret; ekonomik sorunlar, tüketim toplumuna özenti, tatmin edilmemiş ruhsal beklentiler, karşılanamayan sosyal ihtiyaçlar gibi temel konuların ipuçlarıydı. Ne yazık ki, anlayan veya ders almak isteyen olmadı.
Arabesk müzik, genelde bireycidir. Kendisi sosyal sorunlardan kaynaklanmakla birlikte; çözümü, bireysel olan sızlanmada ve kolaycı ve ucuz kurtuluşlarda bulmaya çalışır. Neşeli ve umutlu olduğu zamanlarda da sıradan duyguların peşindedir; bir kültürel ve sosyal zenginlik içermez.
Arabeskin bireyciliği, 20’nci yüzyılın son çeyreğinde Türkiye’ye ithal edilen liberal ve neo-liberal politikalarla uyum sağlamada üstün başarı göstermiş; toplumun hızla zenginleşen rantiye kesimlerinde olağanüstü bir destek bulmuştur. Bireycilik açısından bakıldığında; ağlayan ve sızlanan arabesk müzik, adeta “kısa yoldan zengin olmanın”, “iş biliciliğin”, “köşe dönücülüğün”, özetle liyakatsiz ekonomik ve sosyal yükselmenin müziği olmuştur. Arabesk müzik, bir yanıyla toplumun acı çeken, yoksul kesimleri için ‘nüfus başı’ ağrı kesici görevini getirirken, bireyci özelliği ile liberal politikaların yerleşmesinde gerekli sosyal zemine katkı yapmıştır.
Arabesk müzik; bu ülkenin, bu toplumun müziği değildir. Ama toplumun karmakarışık hale gelmiş iç yapısının dışa vurumu olduğu da gerçektir. Ekonomik ve sosyal sorunlar, gerekli çözümlere ulaşmadığı sürece; bozuk karaciğerin tende yarattığı can acıtan sivilceler gibi var olmaya devam edecektir.