Ür-Ge Nasıl Yapılır? – 3
Ürün geliştirme (ür-ge) süreci ürünün pazara sunulması ile sona ermez. Ürünün pazara girişinden 1-1,5 yıl kadar sonra süreç, ürün ve sunuşla ilgili bir değerlendirme yapılır. Projenin başlangıçtaki beklentileri ne ölçüde karşıladığı bulunmaya çalışılır. Ayrıca proje sonucunda hangi derslerin öğrenildiği ile proje takımının performansının ne olduğu araştırılır. Bundan sonra proje takımı dağıtılarak ür-ge projesi sona erdirilir.
Hatırlanacağı gibi bir ür-ge süreci (ür-ge projesi); fikrin bulunması, kapsamın belirlenmesi, işin kurgulanması, geliştirme, sınama ve doğrulama, pazara sunuş şeklindeki altı aşamadan oluşur. Ür-ge projesini oluşturan her aşamanın sonunda önünde (sonraki aşamanın başında) bir kontrol noktası (kapı, geçit) bulunur. Bu kontrol noktasında bir yandan o aşamanın kalite denetimi yapılırken, diğer yandan projenin devam edilip edilmeyeceğine ya da iyileştirme gerekip gerekmediğine karar verilir. Şu iki soruya cevap aranır: Doğru projeyi mi yapıyoruz? Projeyi doğru mu yapıyoruz? Projenin her kontrol noktasında proje takımı bu projeden sorumlu üst yönetim ile ‘yüzleşir’. Bu yüzleşmede proje takımı gelinen nokta için üst yönetimden onay ve devam edebilmek için kaynak ister. Üst yönetim ulaşılan durumu yeterli bulursa projeye devam için onay verir, iyileştirmeler isteyebilir veya projenin sona erdirilmesini kararlaştırır.
Her iki aşama arasındaki kontrol noktası aynı zamanda ‘Yap veya Vazgeç’ noktası olarak da anılır. Her kontrol noktasında proje takımının üst yönetime hangi çıktıları sunacağı önceden belirlenmiştir. Projenin devam etmesi için hangi kriterlerin ve önceliklerin sağlanması gerektiği projenin hazırlanması sırasında öngörülmüştür. Belirlenecek kriterlerin kullanımı kolay, gerçekçi ve iyi ile kötüyü ayırt etmeye uygun olması gerekir. Birinci gruptaki kriterler ürünün karşılaması gereken zorunlu özellikleri araştırır. Bu kriterlerin sağlanamaması durumunda projeye deva edilmez. Bunlar arasında kurumsal stratejilere uygunluk, teknik yapılabilirlik, çevre – sağlık – güvenlik şartları, pozitif getiri gibi kriterler bulunur. İkinci gruptaki kriterler ise yüksek oranda istenen özellikleri araştırır. Bu kriterler (örneğin 0-10 arası) puanlama yoluyla değerlendirilir. Bunlar arasında stratejik uygunluk ve önem, ürün üstünlüğü, pazar çekiciliği, temel yeteneklerden yararlanma, teknik yapılabilirlik, alınan riske karşı muhtemel getiri gibi kriterler yer alır.
Burada anlatılan yaklaşım, ürün geliştirme konusunda genel özellikleri içeren bir modeldir. Sektörün ve ürünün özelliğine göre bazı aşamalarda değişiklikler yapılması gerekebilir. Anlatılan yaklaşımın ürün geliştirme konusunda sağladığı bazı avantajlar olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin ürün geliştiriciye (geleneksel Çağlayan Yöntemi’ne oranla) problemleri çok geç olmadan tanımlama ve önlem alma imkânı tanır. Başarısız olabilecek projeler, bu modelin sistemli kullanımı sayesinde daha baştan kolayca elenebilir. Büyük olarak nitelenebilecek ür-ge projelerinde bu tür yaklaşımların bir başka yönü ortaya çıkar. Karmaşık olabilecek bir ür-ge sürecini yalınlaştırarak bir dizi iyi tanımlı adımdan oluşan, kural temelli bir proje yaklaşımına dönüştürür. Eğer böyle bir ür-ge modele maliyet ve finansman analizleri eklemlenirse potansiyel ürün projelerini geliştirmenin ekonomik yapılabilirliği konusunda enformasyon sağlar. Dolayısıyla ür-ge projesinin bu sürece katılacak (fon sağlayıcılar gibi) paydaşların değerlendirme yapmalarını ve karar vermelerini kolaylaştırır.
Her çözüm yaklaşımında olduğu gibi bu türden ür-ge projelerinin de tartışılacak noktaları olabilir. Örneğin kontrol noktası (kapı, geçit) olarak tanımlanan, üst yönetimin denetim ve karar pozisyonu projenin ve takımın yaratıcılığını ve yenilikçiliğini engelleyici bir rol oynayabilir. Dolayısıyla süreç konusunda karar verecek olan üst yönetimin yaratıcı ve analitik özelliklerinin dengeli olması beklenir. Özetle; ür-ge modelinin uygulanması sürecinde inovasyon ve yaratıcılık özünün yitirilmemesine özen göstermek gerekir.