Yaşam ve Ölüm Üzerine Başka Aforizmalar – 2
Gürcan Banger
07: Güçlükler ve olumsuzluklar, doğal olarak keyfimizi kaçırır. Ama bunların her biri, aynı zamanda yaşamı öğrenmek için mükemmel birer derstir. Ayrıca zor koşulları olan bir güçlüğün altından kalkmak, daha küçük olanlarla baş etmek için bize cesaret verir. Önemli olan ile ikincil olanı ayırt etmeyi öğreniriz. Özetle; zorluklar doğru kavranırsa bize önümüzdeki dönem için çok değerli ipuçları kazandırır.
08: Pek çoğumuz farkında olmadan var olan koşullarımızdan şikâyet ederiz. Gelirimiz, evimiz, okulumuz, işimiz çoğu zaman birer şikâyet konusudur. Şikâyet ederken bunların yaşamımızdaki değerinin farkında olmayız. Elektriğin değerini, ancak kesildiği anda fark ederiz. Sağlığımızın değerini hasta olduğumuzda anlarız. Bir dostumuzun yakınlığını o çok uzaklarda iken anlarız. Soğuk bir yemekle geçiştirmek zorunda kalmaktır bize anlatan ateşin önemini. Dolayısıyla güçlükler ve sorunlar, bize yaşamımızda değerli, anlamlı ve önemli olan unsurların farkında olmamızı sağlarlar.
09: Bir güçlüğü aşmak için çevremizdeki insanlardan yardım isteyebiliriz. Ama genelde bu sorunun aşılmasında en büyük katkı kendimize aittir. Bir zorluğu aştıktan sonra o süreçte bazı özelliklerimizi, o ana kadar gizli kalmış potansiyelimizi kullandığımızı fark ederiz. Bu potansiyel bazen girişimcilik ruhumuz, bazen ise el becerilerimiz olabilir. Zorluklar beklenmedik biçimde güç ve kapasitemizi ortaya çıkaran durumlardır. Yaşamın olağan akışı içinde ne kendimizin ne de çevremizin farkında olduğu özelliklerimiz güçlükler sırasında problemin çözümüne yönelik olarak şaşırtıcı biçimde ortaya çıkıverirler. Kendine güven, bu beklenmedik kaynağın gün ışığına çıkması için önemli kolaylaştırıcılardan birisidir.
10: Değişim dönemleri, genelde problem yaşanan anları takip eder. Dolayısıyla yaşanan problemler, yaşamımızda değişiklik yapabilmek için uygun ortamları yaratırlar. Bunu kişisel gelişimiz açısından olduğu kadar sosyal ve iş yaşamımız açısından da aynı önemde söyleyebiliriz. Problemler, yaşamımızda değişiklik yapmamızı işaret eden anlamlı yol işaretleridir.
11: Problem çözme süreci, ‘yumurta-tavuk’ hikâyesi gibidir. Problemi çözmek için üzerine gitmek biraz özgüven gerektirir. Problemin çözülmesinde alınan yol ise özgüvenin gelişmesine neden olur. Sonuçta bir problemi başarı ile çözmüş olmanın verdiği moralle ayağınız yere daha sağlam basar. Özetle; sorunlarımızı önümüzdeki yaşamımız için yeni fırsatlar olarak algılamak gerekir.
12: Yaşam yönümüzün belirlenmesinde çevre faktörlerinin önemli etkileri var. Kimi zaman bu etkenlerin ağırlığı, yaşamsal amaçlarımızın önüne geçebiliyor. Öyle zamanlar oluyor ki, kısıtların mı amaçların mı daha önemli olduğunu gözden kaçırıyoruz.
13: Yaşam sürecimiz amaçların ve kısıtların bir dengesi olmak zorundadır. Sadece amaçlarını gözeten bir insan, marjinal olma, yaşamın kıyılarına düşme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Biteviye kısıtları gözeterek yaşayan bir insanı ise tarihin not bile düşmeyeceği bir yanda bizzat kendisinin de Dünya Nimetleri’nden herhangi bir tat alamayacağı ortadadır.
14: Hukuktan, töreden, sosyal koşullardan, kültürel sorunlardan kaynaklanan kısıtlarımız olduğunu inkâr edecek değilim; ama bazen kısıtları amaçlarımızdan, yaşam sevincimizden daha öne koyduğumuz kuşkusuna düşüyorum. Lezzetsiz bir ömür, yaşanmış sayılabilir mi?