Yaşam ve Ölüm Üzerine Başka Aforizmalar – 5
Gürcan Banger
30: Duygusal ilişki, bir yarış değildir. Paylaşılan değerler topluluğudur. Duygular fazlaca ölçmeye, biçmeye gelmez. İrdeleneceğine yaşansa daha doğru olur.
31: Yaşamımızda iyilikler, olumluluklar ve mutluluklar var; ama sorunlar da var. Her zaman sorunlar ve çözümlerle iç içe birlikte yaşıyoruz. Kahretmenin veya boş vermenin âlemi yok! Yaşamın insanca bir tadı olmasında hiç kuşkusuz sorunların da yeri var. Sorunlar olmasa, belki de mutlu anlarımızın keyfine varmak da mümkün olmaz. Siyahı ve beyazı, birbirinden dolayı fark etmiyor muyuz? Kesin olan şu ki; çoğu zaman ana nokta, sorunun kendisinde değil; bizim ona bakış açımızdadır.
32: Sorunlarından şikâyetçi olan tanıdıklarıma şöyle diyorum: “Ya problemini anlayıp çözmek için gayret et ya da boş yere şikâyet edip sızlanmayı bırak!” Biliyorum ki; sorunu çözmeyi denemek yerine ondan sürekli şikâyet edip abartmak, sadece negatif enerji üretilmesine yarar. Bir süre sonra sorun, kişinin gözünde öylesine büyür ki, o noktadan sonra çözmek veya yönetmek için yeterli gücü kendisinde bulamaz.
33: Bir sorunu çözmek için önce onu fark etmek gerekir. Dolayısıyla sorunun çözümünde mevcut durumun iyi tanımlanması, olması gereken durumun doğru tespit edilmesi ve hedefin netleştirilmesi önemlidir. Genel olarak sorunu doğru çözümlemekte sıkıntılarımız olur. Türev sorunları (yani görünür sorunları), kaynak sorun ile karıştırırız. Ana sorunu çözerek hedefe kolayca uğraşmak yerine, ana sorunun yarattığı ikincil sorunlara takılıp kalırız. Önemli bir özdeyiş şöyle der: “Nereye gideceğinizi bilmiyorsan, bütün yollar oraya gider.” Sorunun ne olduğundan emin değilseniz, gereksiz veya yanlış adımlar atarak yeni sorunlar üretmeniz şiddetle muhtemeldir.
34: Yaşamda doğal biçimde güçlükler, zorluklar ve engeller vardır. Genelde zorluklar ve kolaylıkların insanlar arasında eşdeğer olarak dağıldığına inanmamız gerekir. Bu nedenle kişinin kendisini dünyanın en bahtsız insanı ilan edip kahretmesi kabul edilebilir değildir. Her türlü zorluk ve engel ortadan kaldırılabilir. Önemli olan, gelecek beklentilerimize uygun olan konularda azimli, gayretli ve sabırlı olabilmektir. Maymun iştahlılıktan kendini uzak tutup hedefine kilitlenen insan, kendi basit yaşam kurallarını oluştururken sonuçlar açısından verimli bir yola da çıkmış olacaktır.
35: Kendi ölçülerimde en sevdiğim özelliklerimden birisi öğrenme tutkumu hiç kaybetmemiş olmamdır. Küresel Çağ’da hızla miktar ve çeşitlilik olarak artan bilgi beni de korkutmuyor değil. Kendi kütüphanemde, bir kitapçıda, bir belgesel film izlerken veya Internet ortamında araştırma yaparken bilginin her anlamdaki büyüklüğü karşısında ben de ürküyorum. Hiç kuşkusuz; hiçbir zaman bilginin bu hızlı temposuna erişemeyeceğim. Yarışı onun kazanacağı daha baştan belli. Ama Kuzey Yıldızı’na erişmesinin mümkün olmadığını bilen ama yine de denemekten vazgeçmeyen ateş böceği gibi –her ne varsa âlemde– öğrenmeye çalışıyorum. Bilgi sonsuzdur; öğrenmenin hızı, hiçbir zaman bilginin hızına ulaşmayacaktır. Ama dağın zirvesine ulaşmaya çalışan dağcılar gibi öğrenme tutkumuzu sonsuz yapabilmeliyiz. Sürekli öğrenme, yaşamı –karmaşıklaştırmak bir yana– doğru bilgiye erişenler için basitleştirici bir faaliyettir.
36: Eski yıllarda bir arkadaşım, annesinin dua ederken “Allah’ım, bana yaşam sevinci ver” dediğini söylemişti. Bu küçük anı, beynime çakılıp kalan örneklerden birisidir. Başımızdan çok üzücü olaylar geçmiş olabilir; ama her durumda yaşamdan tat alabilmeyi başarmak zorundayız. İnsan, beden ve zihin – duygu dünyası olarak yaşamın lezzetini duyabilmelidir. Bunun kurallarının başından onun her anlamda sadeliğini görebilmesi gelir. Yaşamınızı sadeleştirmeyi deneyin. Karmaşıklığın her unsurunu yaşamınızdan söküp attığınızda, mutluluğa birkaç adım daha yaklaştığınızı hissedeceksiniz. Sadeliğin el verdiği mutluluk, bahar başında açan çiçeklerin çıtırtıları gibi heyecan vererek gelir.