Yeni Teknoloji: Dönüşmeli mi? – 1
Gürcan Banger
Endüstri 4.0, Nesnelerin İnterneti veya Endüstriyel İnternet gibi isimlerle andığımız teknolojik dönüşümün işletmeciler, girişimciler ve yöneticiler tarafından okunması yeni yatırım şeklindedir. İşletmeler yaptıkları yeni yatırımın karşılığını etkinlik, verimlilik ve kazanç olarak almak istemelerine rağmen sayısal dönüşüm girişimlerin yaklaşık üçte ikisinin başarısız olduğu tahmin ediliyor. İşletmeler yeni teknolojik yatırımlara bağlı olarak yeni uzmanlıklar geliştirip bunu kendi mevcut, geleneksel yapılarına özümsetmeye çalışmalarına karşın böylesine yüksek başarısızlık oranı şaşırtıcı olmayabilir. İşletmelerde veya onların erişebileceği yakınlıkta yapısal dönüşüm konusunda yetkin uzmanlar var olsa da çağımızdaki sayısal dönüşüm işi geçmişteki iyileştirme ve geliştirme örneklerinden hayli farklı bir niteliğe sahiptir. Bunun temel nedeni yeni dijital teknolojilerin işletmedeki süreçleri iyileştirmek üzere kullanılabilecek olmasına rağmen bu teknolojilerin esas farklılığının yeni iş modellerinin yaratılmasına uygun zemini oluşturmasıdır. Çağdaş başarı öyküsü örneklerinin neredeyse tamamında yeni teknolojilerin katkısı veya etkisinin varlığını görebiliriz.
Bazı yazar ve yorumcular yaşadığımız dönemi olağan bir teknolojik evrimleşme olarak algılıyor. Böyle düşünüldüğünde teknolojik dönüşümle ilgili sormamız gereken soruların “Hangi firmanın ürünleri?”, “Ne kadar sermaye ayırmalı?” veya “Hangi personele ihtiyacımız olacak?” gibi olacağı şeklinde kolaycı bir durum ortaya çıkıyor. Erken dönemini yaşadığımız teknolojik dönüşüm, özellikle stratejik etkileri açısından ele aldığımızda basit bir evrimleşmeden daha fazlasıdır. Bu nedenle de teknolojik dönüşüm sıradan soruların kolay cevaplarına indirgenemez.
İşletmelerin bir kısmı ‘dijital teknolojik dönüşüm’ iddialarıyla işe başlayıp bir ‘teknoloji yükseltmesi’ ile sonucuna ulaşırlar. Gelinen nokta önceden yapılagelen işin yenilenmiş teknolojik altyapı ile sürdürülmesidir. Üretim hattına bağlantılılık ve iletişim özelliği olmayan robotların eklenmesi, pazarlama için sayısal teknolojilerden yararlanılması veya işletme içi iletişim sisteminin dijital teknolojilerle iyileştirilmesi bu türden değişiklik yatırımlarıdır. Diğer yandan gerçek anlamda teknolojik dönüşüm iş modelini veya değer yaratma biçimini değiştirecek biçimde işletmeyi yeniden yapılandırmaktır. Yeni yapılanma, değer zincirinin neredeyse tüm halkalarında iyileşme veya yenileşmeye neden olur.
İşletmede yapılan yatırım bir teknoloji yükseltmesi mi yoksa dönüşüm müdür? Söz konusu yatırımın dönüşüm kabul edilebilmesi için ilk adım bunun işletmenin pazardaki rekabetçiliğini olumlu etkiliyor olması gerekir. İkinci olarak; işletmenin iş modelini değişime yönlendirerek pazara yönelik yeni ve/veya daha kaliteli değer yaratımının önünü açması beklenir. Üçüncü olarak; yaratılan müşteri değeri önceki duruma veya pazardaki rakiplere oranla birkaç kat daha fazlasına ulaşabilmelidir. Eğer bu sayılanlar birlikte gerçekleşmiyorsa yapılan yatırım muhtemelen bir teknoloji yükseltmesinden ibarettir.
Vizyoner işletmelerin üst düzey yöneticileri değişik enformasyon kaynakları aracılığıyla yeni teknolojileri ve iş modellerini izlemeye özen gösterirler. Bu özenin arka planında pazarda rekabetçi olabilmek için yenilikleri izlemeleri ve kendilerine uyarlamaları gerektiğini düşünmeleri yer alır. Diğer yandan başarısız dönüşümlerin gerçek nedenlerinden birisinin üst yöneticilerin değişim konusunda gerçek anlamda istekli olmamaları tuhaf bir durumdur.
İşletmenin iş modeli değişik sayıda bileşen ve ilişkiler toplamından oluşan bir sistemdir. Bu sistemin bileşenleri veya bileşenler arası ilişkilerden bir ya da birkaçı değerin yaratılmasında birincil rolü oynar. Diğer yandan işletmenin yöneticilerinin her birinin neyin değerin birincil kaynağı olduğuna dair farklı görüşleri olabilir. Bu görüşler işletmede (makineler, gayrimenkuller, stoklar, iş gücü vb. gibi) neyin önemsendiğinin, hangi fonksiyonlara yatırım yapılacağının belirlenmesinde etkili olur. Teknolojik dönüşüm konusunda başarılı olmak için öncelikle geçmişin deneyimlerinin yarattığı ‘takıntılı’ görüşlerden kurtulabilmek gerekir. Teknolojik dönüşüm sadece satın almalarla başarılabilecek bir ‘iş’ değildir.