Yeni Yönelimler: Sosyal Medya

Yeni Yönelimler: Sosyal Medya

Gürcan Banger

21’inci yüzyılın yönelim öngörüleri arasında -bulut bilişim (cloud computing) yanında- ortaklaşa paylaşılan olgulardan bir diğeri “sosyal medya”. Bir sosyal etkileşim ortamı olan sosyal medya, yüksek oranda erişilebilir ve ölçeklenebilir yayıncılık yol, yordam ve tekniklerinden oluşuyor. Sosyal medya ile İnternet tabanlı teknolojiler etkileşimli iletişime dönüşüyor. Konunun kolayca kavranması bakımında sosyal medya örnekleri arasında Facebook, Twitter, MSN Messenger, YouTube, LinkedIn ve İnternet günlüğü olarak isimlendirebileceğimiz blog’lar benzeri uygulama örnekleri sayılabilir. Sosyal medyada (önceki İnternet veya TV ortamlarındaki uygulamalara göre) başlıca farklılık, karşılıklı iletişime ve çok yönlü bilgi değişimine imkân vermesidir.

Sosyal medyanın günlük yaşamımızda giderek büyüyen önemini anlatmak açısından bir örnek vermek isterim. Bu olgunun örneklerinden birisi Facebook. Eğer Facebook bir ülke olsaydı ve katılımcılarını bu ülkenin vatandaşları kabul etse idik Facebook, Çin ve Hindistan’ın arkasından dünyanın en kalabalık üçüncü ülkesi olurdu. Bu büyük insan topluluğu, her ay Facebook ortamında 500 milyar dakika geçiriyor. Bu ortamda (şu anki durumda) yılda 25 milyar resim, öykü, yazı, İnternet bağlantısı ve video klip paylaşılıyor. Dakikada bir 24 saat eşdeğerinde video bu ortama yükleniyor. 18-34 yaş dilimindeki kadınların üçte biri, yüzlerini yıkamaya gitmeden önce Facebook sayfalarına göz atıyorlar. Sanal ortamda tanışıp evlenenlerin sayısı, diğer ortamlardaki tanışmaları oran olarak zorlamaya başladı.

Sosyal medyanın günümüzdeki önemini sadece sohbet veya eğlence ile sınırlamamak gerekir. Bu yeni yönelim, en yaygın kullanım alanlarından birisini iş dünyasında bulmaktadır. Bu çerçevede sosyal medya, değerin (crowd sourcing’de olduğu gibi) ortak yaratılması için teknoloji ve sosyal etkileşimi birleştirmesidir. “Pazarlama, Reklam ve Tüketici” başlıklı köşe yazında ortak değer yaratma süreçlerinden birisi olan crowdsourcing’den söz etmiştim: “Türkçeye dış kaynak kullanımı şeklinde çevirdiğimiz outsourcing konusunda okuma yaparken tekrar karşıma çıktı. Bildiğiniz gibi dış kaynak kullanımı (outsourcing), iş dünyasında yer alan bir kuruluşun temizlik, yemek, halkla ilişkiler gibi bazı hizmetleri dışarıdan tedarik etmesi ile bazı ürün parçalarını yan sanayiye yaptırması anlamına geliyor. Beyaz eşya ve otomotiv sektöründe büyük firmalar tarafından yaygın olarak kullanılan br yaklaşım… Outsourcing sözcüğünün fasonculuk olarak kullanıldığını da hatırlayacaksınız.

Dış kaynak kullanımı, İnternet başta olmak üzere teknolojinin yeni araçları ile birlikte zaman içinde ciddi gelişmeler gösterdi. Bir başka iş modeli olarak crowdsourcing adı verilen bir başka yaklaşım geliştirildi. Crowdsourcing için henüz Türkçe bir karşılık (en azından benim bildiğim kadarı ile) bulunmuş değil. Crowdsourcing, bir kuruluşta yapılan bazı işlerin açık çağrı yoluyla baştan tanımlı olmayan bir topluluğa (ya da bir komşu topluluktaki kişilere) dış kaynak kullanımı amacıyla aktarılması anlamına geliyor. Crowdsourcing ile birlikte kullanılan topluluk tabanlı tasarım (community based design), dağıtık katılımcı tasarım (distributed participatory design), yurttaş bilimi (citizen science) gibi kavramlar da var.” İşte; sosyal medya (İnternet’in sadece sohbet edilen bir kanal olmanın ötesine geçerek) bu türden ortak değer yaratıcılığının ortamını ve altyapısını hazırlıyor.

Sosyal medyanın bugüne kadar bilinen medya türlerinden ayrılan başlıca yönünün; tek yönlü bilgi aktarımının en az iki yönlü ve eş zamanlı olmaya dönmesi olduğunu tekrar ederek devam edelim. Sosyal medya, İnternet’in ve cep telefonları gibi yeni iletişim araçlarının sağladığı imkânlarla zaman ve mekân sınırlamasını ortadan kaldırmakta. Bu şekliyle sosyal, medya eğlenceden eğitime, işten yardımlaşmaya kadar pek çok alanı etkisi altına alıyor.

Sosyal medyanın bir diğer özelliği, bu ortamdaki içeriğin (bilgilerin) büyük ölçüde doğrudan bu medyanın tüketicileri olan insanlar tarafından üretilmesidir. Bu nedenle sosyal medya ortamında (iş dünyası açısından) tüketici ve müşteri bir kez daha ön plana çıkmaktadır.

Sosyal medya, sosyal iletişim boyutu bir yana önümüzdeki dönemde iş dünyasını, iş kültürünü ve iş yapma modellerini çok daha fazla etkileyecek. Bu yeni ortamın değerini ve önemini doğru ve zamanında kavrayamayanlar bir kez daha treni kaçırmış olacaklar.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama, Endüstri 4.0 gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor. Son yayınları: "Endüstri 4.0 ve Akıllı İşletme", Dorlion Yayınları, Eylül 2016; "Endüstri 4.0 Ekstra", Dorlion Yayınları, Mayıs 2017.
Bu yazı Medya / Basın, Sosyal medya kategorisine gönderilmiş ve , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın