Yerel-Bölgesel Turizm Kümelenmesi

Yerel-Bölgesel Turizm Kümelenmesi

Gürcan Banger

BİR
1980’li yıllarda gelişmiş Batı ülkelerinde imalat endüstrilerinin Uzakdoğu ülkelerine kaçmaya başlamaları ile birlikte, turizm ekonomisine olan ilgi yoğunlaştı. Yerel yönetimler, ihtiyaçlarını karşılayacak gelirleri yaratmak için kent turizmi (yerel-bölgesel turizm) konusuna odaklandılar. Küreselleşmenin yoğun etkilemeye başladığı bu dönem bir yandan kentleri öne çıkarırken, diğer yandan kentler açısından turizm gelirlerinin artmasına yol açtı.

Turizm gelirlerinin cazibesi nedeniyle bu sektöre olan ilginin yükselişi, Türkiye’de 1990’lı yılların sonlarına doğru oldu. Kalite karşısında fiyat kırarak yapılan rekabet anlayışı, Türkiye’yi 2000’li yıllarda en çok ziyaret edilen destinasyonlar arasında ilk 10’a taşıdı. Bu anlayış, Türkiye açısından kalitesiz, katma değersiz, sürdürülebilirliği kuşkulu ve kırılgan bir turizm sektörü yarattı.

20’nci yüzyılın son dilimine gelindiğinde Türkiye’deki merkezi yönetim ve bazı yerleşimlerin yerel yöneticileri turizmin deniz ve güneşten ibaret olmadığını fark ettiler. Kentler ve daha küçük yerleşimler, başka ülke şehirlerini veya Türkiye’de başarılı buldukları yerleri ‘taklit temelli örnek alarak’ yaratıcı, yenilikçi ve özgün olmayan bir ‘turizm rekabeti’ içine girdiler. Bu da; kalite, katma değer, sürdürülebilirlik ve istikrar sorunları açısından genel verimsizliğe paralel bir gelişme gösterdi.

Turizm Ekonomisi
Turizm, değer yaratması gereken ekonomik bir iştir. Tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerini tatmin edecek olan bu değer, turizm ekonomik işletmeleri tarafından yaratılır, dağıtılır. Bu nedenle turizm sektörünün asli unsuru, turizm ekonomik işletmeleridir. Yerel düzeyde sektörün yönetim, denetleme ve planlama süreçlerine baktığımızda koordinasyon ve liderlik fonksiyonlarının başka aktörler tarafından yerine getirildiğini görüyoruz.

Yerel turizm sektörünün fiili planlaması, organizasyonu ve liderliğinde turizm işletmelerinin (ve bunların örgütlerinin) daha fazla, ağırlıklı ve çeşitlendirilmiş rol alması gerekiyor. Yerel turizm sektörünün gelişimi, ya plansız ya da işletmelerin ikinci sınıf roller oynadığı planlama ile sağlanmaya çalışılıyor. Çoğu zaman bölgesel-yerel kültür ve turizm envanteri çalışması, (planlama formasyonu eksikliği nedeniyle) turizm master planlaması ile eşdeğer tutuluyor. Yapılan planlar (başta sektörün kendisinin dışarıda bırakılması gibi), çeşitli nedenlerle uygulanma imkânına sahip olamıyor. Turizm işletmeleri ve onların örgütleri, stratejik ve uygulama planlarının yapımında ve uygulanmasında birinci sınıf aktörler olmalı; daha ağırlıklı ve belirleyici roller oynamalılar.

Yerel-Bölgesel İhtiyaçlar
Geleneksel deniz-güneş turizmi dışında yerel turizm, yeni ürünler ve yeni pazarlama karmaları geliştirmeyi gerekli kılıyor. Ürün geliştirme (ür-ge), doğrudan satış ve pazarlama imkânlarına sahip bütünsel ürünler olmalı. Buradaki önemli nokta, ür-ge fonksiyonunu yerine getirirken bir yandan özgün diğer yandan inovatif (yenilikçi) olmayı başarabilmektir. Turistik pazarlama karmasında çok sayıda faaliyet ve unsurun bir program olarak paketlenerek, özgün ve inovatif bütünsel ürüne dönüştürülmesi gerekiyor.

Pek çok yerleşimde kültüre ve turizme konu olan faaliyetler düzensizlik, plansızlık ve programsızlık içinde yapılıyor. Hâlbuki ne yaptığınız kadar önemli olan, yapılacak olanlardan müşterinin haberdar olmasıdır. Turizmin ‘yılbaşında’ o yıl yapılacak olan düzenli-periyodik faaliyetlerin ve işler haldeki mekânların listelendiği kentsel / bölgesel ölçekte, sürekliliği olan bir Turizm ve Kültür Ajandası’na ihtiyaç var. Turizm ve Kültür Ajandası, çok dilli olarak hazırlanan, düzenli-periyodik faaliyetleri ve mekânları içeren (spontane faaliyetler konusunda yıl içinde yenilenebilen) yıllık “Turizm ve Kültür Ajandası”, basılı ve sanal ortamda yayınlanır. Ajandada yer almak, turistik kurum ve kuruluşlar için bir prestij unsuru ve çatı marka himayesidir. Ajandada yer alma şartı; sürdürülebilirlik, kalite, hijyen ve sertifikasyon gibi (başkaları da eklenebilecek olan) konularla ilgilidir.

İKİ
Pek çok kent ekonomisinin genel özelliklerinden birisi işletmelerin küçük ölçekli, düşük katma değerli, yavaş büyüme hızına sahip ve kısa ömürlü oluşudur. Genel olarak yerel turizm işletmeleri de aynı sorunlar yumağını yaşamaktadır. Yerel turizm aracılığı ile yüksek katma değer yaratmanın ve yerel kalkınma çarpanı olmanın önündeki engellerden birisi budur.

Turizm firması ölçeğinin yerel-bölgesel turizm olgusuna etkileri açısından Dr. Hilal Erkuş Öztürk tarafından yapılan bir çalışmada önemli bir vurgu var: “Büyük firmaların yerel, küresel ve örgütsel ilişkileri geliştirmedeki önemi çeşitli nedenlerden kaynaklanmaktadır. Öncelikle büyük firmalar, özellikle oteller, yüksek yatak kapasitelerine sahip olmalarından ve doluluk oranını belli bir seviyenin üstünde tutmaları gerektiğinden dolayı sadece yerli pazarı değil, yabancı pazarı da çekme ihtiyacı hissetmektedirler. Yerli pazar, Türkiye’nin içsel dinamiklerinden de dolayı büyük otellerin doluluğunu sağlamada yetersiz kalmakta ve yabancı pazara bağlı bir yapıyı zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle küresel koşullara ve ilişkilere daha bağımlı bir yapı sergilemelerini gerektirmektedir.

Sağlam bir geleceğe yürümek isteyen bir kentin, turizm alanında da daha büyük ölçekli firmalara ihtiyacı var. Büyük ölçekli firmalar yanında büyük hacimli iş yapmanın araçlarından birisi ise; tedarik zinciri boyunca bütünleşik ürün ve hizmet sağlamayı hedefleyen yerel turizm ağları olarak görünüyor. Bu tür toplulaşmalarla günübirlik turizmi aşarak daha katma değerli ve uzun süreli turizm paketleri oluşturulabilir.

Başka Konular
Yerel turizm sektörünün başka dikkat çeken konuları, sorunları nelerdir? Turizm için ihtiyaç duyulan personel, ilk adım olarak turizm fakülte ve okullarında yetiştiriliyor. Buradaki temel nokta; sektörün ihtiyacına uygun, sürekli yenilenen ve iyileştirilen insan kaynağının düzenli sağlanıyor olmasıdır. Diğer yandan kurumların olduğu gibi personelin de sertifikasyon sahibi olmasının önemi giderek artıyor.

Turizm konusunda yerleşim ölçeğinde yapılacak çalışmalardan birisi, yerel ve bölgesel turizmi hedefleyen mevcut tedarik zincirinin belirlenmesi ve zincirdeki eksiklikleri açığa çıkarılmasıdır. Bu durum aynı zamanda yeni iş fırsatlarının ortaya konulması anlamına da gelecektir.

Turizmin her seviyede gördüğü ilgi nedeniyle devlet tarafından turizm alanında verilen destek ve teşviklerin sayı ve miktarı giderek artıyor. Bunlardan yararlanmak için turizm işletmelerinin bir ağ yapısı içinde bir arada bulunmaları kolaylaştırıcı etki yapar. Bu çatı altında ihtiyaç duyulan danışmanlık, eğitim, pazarlama ve pazarlama iletişimi hizmetlerini almak da daha kolay ve daha az maliyetli olacaktır. Gene bir ağ yapısı içinde; yerleşim bazında bir çatı marka ve denetim (audit) sisteminin kurulması, yeni turizm gelişim alan ve konularının öngörülmesi, yaygın ve katma değerli pazarlama iletişimi yapılması ile İşbirliği ve birlikte çalışma imkânlarının yaratılması mümkündür.

Turizm Kümelenmesi
Sözü edilen konuların başarılması ve sorunların aşılması için, sektörün birincil aktörleri olan turizm işletmelerinin ağırlıklı olarak yer aldığı bir örgütsel yapı gerekir. Bu yapı, yerel turizm kümelenmesidir. Sanayi kümelenmelerinde hayli mesafe almış olan yerel ekonomiler, turizmi de içine alan hizmet sektörü kümelenmesi alanında eksikli ve zayıftır. Vizyoner, çok temalı, çok aktörlü ve yüksek katma değerli yerel ve bölgesel turizm için ihtiyaç olan yapı, (doğru anlaşılmış ve örgütlenmiş) turizm kümelenmesidir.

Burada bir noktanın altının çizilmesi gerekiyor. Sektörde kümelenme kültürünün eksikliği yüzünden bu konuda yapılan çalışmalar, bilinen geleneksel yol ve noktalara savruluyor. Kümelenme çalışması (ilgisi olmakla birlikte) envanter hazırlamaktan veya stratejik plan yapmaktan farklı bir konudur. Pek çok kümelenme çalıştayının bir sorun analizi, envanter veya stratejik planlama çalışması şeklinde sona ermesi bu konudaki bilgi, kültür ve deneyim eksikliğini ortaya koyuyor.

ÜÇ
Küresel ekonomilerde yaşanan zorluklar ve sertleşen rekabet ortamı, işletmeleri ve ulusal-bölgesel kalkınmadan sorumlu kamu yapılarını yeni çözümler üretmeye zorluyor. Günümüzde ilgi gören çözümlerden birisinin, sektörel kümelenmeler olduğunu görüyoruz. Diğer yandan turizm gibi bazı sektörleri yerel, bölgesel ve ulusal kalkınmanın önemli kaldıraçları arasında izliyoruz. Bu çerçeve, turizm kümelenmesi olgusunu bir cazibe konusu haline getiriyor.

Turizm Kümelenmesi
Turizm kümelenmesi, bölgesel ve yerel ölçekte turizm faaliyetleri çerçevesinde işletme, kurum ve kuruluşların coğrafi yoğunlaşması şeklinde tanımlanır. Bir ağ yapısı olan kümelenme içinde ürün ve hizmet arz edenler, tedarikçiler, organizatörler, üniversiteler, eğitim – danışmanlık kuruluşları, kamu birimleri, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri yer alır. Bu yapılar, yerel-bölgesel turizm olarak isimlendirilen bir değer zincirinin (tedarik zincirinin) halkalarını oluştururlar. Her zincir için alt zincirler ve iş grupları yer alır. Örneğin konaklama, yeme-içme, eğlence, ulaştırma, hediyelik eşya, pazarlama-satış gibi ürün ve hizmetleri üreten başka alt ağlar ve iş grupları bulunabilir.

Bir kümelenme, sadece tedarik zinciri halkalarından ibaret olmaz. Kümelenmeler aynı zamanda sektörel inovasyon, ar-ge, ür-ge ve insan kaynağı yetiştirme ve iyileştirme gibi konularda da fonksiyona sahiptir. Genel açıdan bakıldığında; yerel-bölgesel turizm kümelenmeleri yerel kalkınma için önemli kaldıraçlardan birisidir. Düşük katma değerli olan işleri, kümelenmenin sağladığı büyük ölçek sayesinde daha verimli hale getirir. Coğrafi bölgedeki turizm işletme, kurum ve kuruluşları kümelenerek maliyetleri ve riskleri paylaşabilir, bölgenin stratejik konumlanmasını ve bilinirliğini güçlendirebilir, piyasa üzerindeki güçlerini geliştirebilir, firmaların imajını ve ününü yükseltebilir, katma değerli ürün ve hizmetler geliştirebilir, bilgi akışı ve ilişki, iletişimde verimlilik sağlayabilirler. Kümelenmenin en önemli getirilerinden birisi, diğer bölge ve kentler karşısında rekabet üstünlüğünün geliştirilmesidir. Kümelenmeyi topluluk ruhunun yaratacağı sinerjiyi ifade etmek üzere “Dışarıda rekabet, içeride dayanışma” şeklinde söyleyebiliriz.

Bakanlıklar, kalkınma ajansları gibi çok sayıda kamu kurumu, kümelenmelere hibe veya kredi esaslı destek sağlıyor. Benzer proje tabanlı kaynakları, Avrupa Birliği gibi uluslararası fon sağlayıcılardan da elde etmek mümkün. Bu kaynakların temini sürecinde kümelenmeler, önemli araçlardan birisi olarak rol oynuyor.

Türkiye’de kümelenme için düzenlenmiş bir tüzel yapı henüz yok. Çoğu küme, yönetim amaçları açısından bir dernek çatısı altında örgütleniyor. Dernek olarak yapılanan kümelenmeler, bu çatıya bağlı olarak bir ekonomik işletme kurabilirler. Böylece akçeli işlerini yürütmek için bir araca sahip olabilirler. İhtiyacın durumuna göre kümelenmenin bir kooperatif veya şirket statüsünde kurulması da mümkündür. Şu an dernek tipi örgütlenme (ve gerekirse derneğe bağlı ekonomik işletme) modeli daha uygun görünüyor.

Neden Kümelenmeli?
Yukarıda çizilen genel çerçeve içinde bir proje hassasiyeti içinde yapılması gereken kümelenmenin, bölgeye ve turizm işletmelerine sağlayabileceği katkı ve yararlarından söz ettim. Bu konudaki farkındalığı yenilemek amacıyla kısaca bir kez daha hatırlatalım.

Kümelenmeler; yeni iş kollarının oluşması, yeni girişimlerin artması ve daha yüksek istihdam oranının sağlanması için değerli araçlardır. İnovasyon olarak isimlendirdiğimiz; ama çoğu zaman bir ‘hayal’ gibi anlaşılan konunun düzenli olarak gerçekleşmesini ve dolayısıyla (kârlılık başta olmak üzere) kurumsal verimliliğin artmasını sağlarlar. Her düzeyde rekabet gücünde iyileştirme yaratırlar. Geleneğimiz “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” derken kümelenmenin önemine yıllar öncesinde dikkat çekmiş.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama, Endüstri 4.0 gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı , Eskişehir, Küme / Kümelenme, Turizm kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir