Zamanı İyileştirmek ve Geliştirmek
Gürcan Banger
Becerilerimiz, yeteneklerimiz ve yetkinliklerimiz var. Bunları günlük yaşamda veya iş ortamında performansa ve başarıya dönüştürmenin ölçüsüne verimlilik diyoruz. Daha etkili ve verimli olabilmek için kendimizi geliştirmemiz, yaşama dokunma modelimizi iyileştirmemiz gerekiyor. Böylece kendi beden ve zihnimiz dâhil olmak üzere zaman ve kaynaklarımızı daha olumlu kullanma şartlarını yaratabiliriz. İhtiyacımız olan şey, kişisel gelişim dediğimiz ipuçları, araçlar, fikirler ve stratejiler toplamıdır. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken nokta, bu toplamın bizi ezbere yerine getirdiğimiz bir ritüeller dizisine mahkûm etmemesidir.
En hızlı ve geri dönülmez biçimde yitirdiğimiz kaynakların başında zaman gelir. Bu nedenle kişisel gelişim ve öz iyileştirme sürecinde zaman yönetiminin her zaman için seçkin bir yeri vardır. Zamanın insan yaşamındaki önemi, kişisel gelişim açısından bazı durumlarda yanlışlara ve yanılsamalara savrulmamıza neden olur. Tür bağlamdaki eğitim ve danışmanlık faaliyetlerinde adeta zamanı ve gerçeği değiştirme gücüne erişebileceğimiz gibi bir söylemle karşılaşırız. Bunun metafizik illüzyondan öteye bir değeri olmaz. Somon balığı gibi akıntıya karşı yüzmeye (yani zamanı ve baskın gerçeği değiştirmeye) çalışmaktansa akış yönünde gitmekte, ama buna karşılık akılcı, yapıcı, disiplinli ve çevik olmayı seçmek daha sonuç verici olabilir.
Sistem Teorisi’nde bir sistemin belli şartlar altında bir durumdan başka bir duruma hareketinden söz ederiz. Durum uzayında oluşan hareketi incelemek için önce o sistemin başlangıçta hangi halde olduğunu bilmemiz gerekir. Daha sonra gitmek istediği yeni durumun şartlarını değerlendirir ve bu hareketin nasıl başarılacağını araştırırız. Genelde kişisel gelişim, özelde kişisel zaman yönetimi konusu da böyledir. Öncelikle; kişinin ilk durumda ne halde olduğunu ifade eden göstergeleri bilmemiz gerekir. Bunu şöyle bir soru ile ifade edebiliriz: Her neyi, ne zaman yapıyorsan neden yapıyorsun? Basitçe söylendiğinde; bu soruyu “Zamanını nasıl tüketiyorsun?” şeklinde okuyabiliriz.
Evde, okulda, işte veya sokakta zamanın nasıl geçtiğini fark etmediğimiz durumlar olur. Zaman algımızın zayıfladığı durumlarda neye ne kadar zaman harcadığımızı fark edemeyiz. Günlük sıradanlıklar ve alışkanlıklar zamanı nasıl tükettiğimiz konusunda aklımızın önünde farkındalık engelleri oluşturur. Zamanı kullanımımızı iyileştirmeyi öngördüğümüze göre öncelikle zamanı tüketen faaliyet ve eylemlerimizi somut biçimde bilmemiz gerekir.
Çok eski yıllarda yayıncının talebiyle bir zaman yönetimi kitabını Türkçeye çevirmiştim. Çeviriyi bitirdiğimde (ki bir kitabın en iyi okuyucularından birisi çevirmendir) zaman yönetimi konusunda ne denli yanlışlarım olduğunu fark etmiştim. O çeviri, o zaman için benim açımdan bir farkındalık aracı olmuştu. Hiç kuşkusuz, bu farkındalığı ve bilgilenmeyi sağlamak için daha pratik ve sağlam yollar olabilir.
Zamanı iyi yönetmenin birinci adımı, kişisel düzeyde günlük ve haftalık zaman tüketimi çizelgemizi (listemizi) hazırlamaktır. Hangi iş, görev ve zorunlulukları ne denli zaman aldığı kendimiz açısından çok şaşırtıcı olabilir. (Northcole Parkinson bir saatlik işe üç saat süre verirseniz, o iş üç saatte biter, diyor.)
İkinci adımda bu listede yer alan bulguları analiz etmek gerekir. Muhtemelen listeyi oluşturan faaliyetler arasında gereksiz olanlar vardır; bunları yok ederek iyileştirme sağlanabilir. Üçüncü adımda ise öncelikler konusuna odaklanmalıyız. Hangi işler diğerlerine göre daha önce yapılmalıdır? Bazı iş ve eylemleri daha sonra, uygun zamanda yapmak üzere erteleyebiliriz.
Günlük ve haftalık işler listesi bize zaman tüketimimiz konusunda bir örüntü sunar. Bu tesadüfi zaman kullanım haritasını gördükten sonra kendimize daha akıllı bir yol haritası çizmemiz mümkün olur.